24 Mart 2010 Çarşamba

hassas terazi.


Dostlarım var..Sayısı çok. Arkadaşlarım kadar değil elbet ama var, herkesin olduğu gibi.
Bugün kırgın olduğumuz bir dostumuzla biraraya geldik. Yanlış anlaşılmaları ve aradaki tatsız husumeti ortadan kaldırıp 3 olgun.dost.insan olarak kaldığımız yerden devam edelim istedik. Tatlıya bağlandı. Gülerek kalktık gergin oturduğumuz masadan. Sarıldık ve ne çok değerli olduğumuzu fısıldadık kulağımıza, gözlerimizin kenarına sığınan ürkek yaşları tutarak.

Klişe bir laf var ya: "Ölümlü Dünya!", hep olduğu gibi bu kez de dünyanın -ölümlülüğüne- yek atmak pahasına affettik birbirimizi ve aslında birbirimizi affederken "ölümlü dünyan"nın kendisini de affettik. Yüce gönüllü olmak, karşında gözyaşı dökerek -seni, kendini değerli hissettiren(!)- dostun iç yakan acısı ve onu tüm doğrusu ve yanlışıyla affetme sorumluluğunu hissettim eve dönerken. Mutluydum belki ama daha çok da yorgun ve düşünceliydim.

Bin kişilikli insan tabiatına bakınca, her dostun da içinde var olan on.binlerce kişilikle karşı karşıya olduğumu düşündüm. Bir sorun olduğunda, o an dostumun hangi kişiliğinin baskın geldiğini ve o kişiliğe uygun nasıl davranmam gerektiğini düşünürken akla-karayı seçtiğim zamanlar geldi aklıma.

Şimdi daha sağlam ve yönlendirici olabilmenin tatlı olgunluğunu hissetmeme rağmen bir sorunla birlikte binlerce kişilikle savaşmanın yogunluğunu üzerimden atabilmek için kendimi epey zorluyorum.

İnsan ilişkilerinin ne de zor bir "ilişkiler silsilesi" olduğunun farkındayım. Bunu en zararsız şekilde yaşamanın yollarını arıyorum. Deneme-yanılma yöntemiyle bugüne dek kazandığım deneyimler ne yazık ki gerçek anlamda bu ilişkiyi yürütmeye yetemiyor!

Bocalamam, karışmam, dengesizleşmem bu yüzden. Sanırım daha [halen] 40.000 fırın ekmek beni bekliyor. Bugünkü olayı karıma sayarsak geriye kalır 39.999!

Hadi bakalım. Kolay gelsin!
Bana, sana, ona, bize, size, onlara..
song of the day:

2 yorum:

Meral Erdoğan dedi ki...

"...affettik birbirimizi ve aslında birbirimizi affederken "ölümlü dünyan"nın kendisini de affettik. Yüce gönüllü olmak, karşında gözyaşı dökerek -seni, kendini değerli hissettiren(!)- dostun iç yakan acısı ve onu tüm doğrusu ve yanlışıyla affetme sorumluluğunu hissettim..."

yesocanim ne guzel ruhun...

küçükhanım. dedi ki...

çok teşekkür ederim sevgili meralcim..
çok teşekkür ederim..

sevgiyle!