28 Şubat 2012 Salı

Engagement video of us.

Küçükhanım & Küçükbey Engagement ^_^ from yesocan on Vimeo.

Küçükbey'le nişanımızın ufak çaplı bir foto-videosunu hazırladım. Dış mekan çekimimizden elimizde kalan birkaç tane ufak kayıt vardı. Keşke daha fazla kayıt olsaydı demeden edemedim ama olsun düğünümüzde bu konuda daha hassas davranırız artık ;) Blog dünyasında beni sadece fotoğraflarımın ve yazılarımın ardından tanıyan arkadaşlar için bu görüntüler farklı bir izlenim uyandıracaktır. Keyifli seyirler ^_^

27 Şubat 2012 Pazartesi

ads of mine, a la photo mode. ^_^

Geçmiş zaman oldu, oluyor. A la photo mode tam gaz çekimleriyle ilerlemekte. Her geçen gün biraz daha iyiye giden çekimlerle üretken bir çizgide devam ettiğimi görüyorum. Olumlu, olumsuz aldığım her dönütün beni bir adım daha ileri götüren bir işlevi var aslında. İyi iyi gayet iyi.. Ben mutluyum ve memnunum bu durumdan. ^_^
Kendi blog sayfamdan reklam vermek bazı kesimlerce eleştirilse de ben bunda herhangi bir sakınca görmüyorum. Neticede daha çok başlarda ve yeni olduğum için kendimi tanıtmak adına kullandığım bir araç bu sayfa. Ehh tabii işin içinde bir de her şeyimi olanca açıklığıyla buradan paylaşmam var. Kendi adıma yapmış olduğum bu başarılı işi günlük sayfamda da paylaşmaktan mutluluk duyuyorum! Reklamın cılkı çıksın öyleyse şuraya Facebook sayfamı da iliştireyim ^_^

Sırada hayatımda çok özel bir yere sahip olan iki Dostumun evlilik yolundaki ilk adımlarının fotoğrafları var.

İlki sevgili Nazocum.



Ardından sevgili Merviş'im geliyor.


İki dostum için de mutlulukların en alasını, en dolu dolusunu diliyorum. Tamamına erdiğimiz günde de yanlarında en dost yanımla bulunacağımdan şüphem yok ^_^
Fotoğrafları için buyrunuz:
                                                           a la photo mode.

22 Şubat 2012 Çarşamba

mobile uploads vol.3

Minicik samsung.can'ımla arada bir yaptığım çekimlerim var. Hani instagram güzelliğini ben şahsen bu şekilde yaşıyorum, paylaşıyorum. Günü geldiğinde instagram denen şimdinin harikası demode olur mu bilemem ama benim fotoğraf çekme tutkumun hiçbir zaman demode olmayacağı aşikar! :)
Son günlerde ayırdedici uyarıcı rolünü yoğun olarak üstlenmiş olmasından mıdır nedir bilmiyorum ama herkesin elinde [ taksi şoföründen, ergen liseli gençlere, 10 yaşındaki Berk'e kadar!] iphone görmek saçma bir sinir içine girmeme sebep oluyor. Neden bende yok ki sanki deyip içleniyorum da aynı zamanda. Şayet birgün iphone harikağğsına sahip olursam sahip olduğu cevheri ümüğünü sıkarcasına kullanacağımdan hiç şüphem yok! Hem o kılıflar da nedir öyle rengarenk, tavşanlısı, ördeklisi, taşlısı, allısı, pullusu! Allah'ım aklıma mukayet ol lütfen!
Neyse. Ağzımın sularını daha fazla sağa sola saçmadan bu postumun asıl amacı mobile yüklemelerime dönelim.
Sevgiler, Saygılar, Hürmetler Kıymetli Kurabiye Kardeşlerim! ^_^







Gider ayak Moves Like Jagger diyelim, dinleyelim, hareketlenelim değil mi yah? ^_^

16 Şubat 2012 Perşembe

o gün günlerden Özgem'di!

   İzmir'deki çok sevgili dostum Özge de nişanımız için gelen dostlarımızdandı. Hakiki dostlardan! Kara, fırtınaya, yağmura, çamura ve iliklerimize dek işleyen soğuğa inat buralara gelmesi, yanımızda olması bizi çok mutlu etti. Nişan telaşesinden arda kalan tek günümüzde hızlandırılmış bir İstanbul turuyla ona şehrimizi gezdirdim. Kadıköy, Bahariye, Karaköy, Taksim, İstiklal, Eminönü derken bol bol güldüğümüz ve koşturduğumuz bir gezmece yaşadık. Özlem giderdik, onunla sevdiğim mekanlara gittik, kahve içtik, tiramisu yedik, günün tarihini attığımız notlar aldık, broşürler topladık, altın ekmeklerden alıp kahvaltılık için çıkınımıza attık, koca bir tepsi pizzayı midemize indirdik, kural değişmedi bendeniz bol bol fotoğraf çektim, hayata dair her şeyden konuştuk, paylaştık. Özgem'i bu yüzden daha bir seviyorum ben. Onunla her konuda çok rahat ve uzun sohbetler yapabiliyoruz. Tartışabiliyoruz. Sahip olduğu realist bakış açısı benim gibi duygularına teslim olmuş birini olumlu anlamda etkiliyor. Yine aynısı oldu. İçimi dışımı gerçekçiliğin tüm boyutlarıyla sıvadı geçti. Kendimi iyi hissettirdi. Kavuşmamız kısa süreli olsa da ağzımıza birer parmak bal çalındı. Bu durum bizi çok kısa süreli de olsa idare edecektir. Yaz tatili için keyifli planlar yapıp yolcu ettik kuzumu.

Bu blogda, hayatımda özel ve kıymetli yeri olan dostlarımın adı, fotoğrafı, yaşamımda kendisiyle paylaştığım anı ve geri kalan pek çok şeyi anlatmaktan keyf alıyorum. Özgem de bu dostlarımdan biri. Geçen yıl İzmir'e yapmış olduğumuz seyahatten arda kalanları feysbukta paylaşmış fakat blogda atlamıştım. Bu kez bunu atlamadan taze tazeyken paylaşmak iyi olacak diye düşündüm. Çünkü bazı olayları ya da fotoğrafları paylaşmayı ertelediğimde geriye dönüş yapmak zor oluyor, döndüğümdeyse o olay çok eskiyor derken an'ın heyecanını yitiriyorum. [ Mesela, Denizcanım'la Sultanahmet ve Vefa'da yapmış olduğumuz çok eğlenceli bir gezimizin fotoğrafları hala yayınlanmayı bekliyor. Biraz daha ertelemeden onları da paylaşsam fena olmayacak. Sonrasında bayatlamış, tazeliğini yitirmiş etkisi uyandırmasın bünyemizde ;) ]
Velhasıl; Özgem'le yaşamış olduğumuz bu güzel an'ların Paris Edward'a yansıyan yüzüyle başbaşa bırakıyorum şimdi sizleri.

Dostluklarımız hep tazecik kalsın, daim olsun! ^_^




She's a little kissing monster 'nd we all love lady gaga, lady gaga! ^_^











İstiklal'in büyüsünü tüm soğuğa rağmen dolu dolu hissettiğimiz birgündü. Yazın kaldığımız yerden devam etmek dileğiyle!

13 Şubat 2012 Pazartesi

good feeling, being engaged.

Uzun soluklu bir ilişkinin ilk adımı olan nişan evresini keyifle ve coşkuyla tamamladık. Bir dolu dostumuz, bir dolu kahkahamız, bir dolu neş'emiz vb. her şey öyle güzeldi ki cidden yaşadıklarımız gerçek miydi, ne zaman oldu, bitti, nasıl yani tarzında soruları durup durup soruyorum kendime ve şaşırıyorum çok tuhaf geliyor her şeyin bu kadar kolay ve aynı zamanda çabucak oluvermesine! Artık sabahları uyandığımda bir adet işlemeli yüzüğün sağ elimin yüzük parmağına yaptığı o sevimli ağırlığı hissetmekten acayip keyif alıyorum. Alışamam sanmıştım vefakat yanılmışım. Belki evet düzenli olarak bir yüzük taşıma alışkanlığım yoktu ama bunu da yaşamak gerekiyor ve de alışmak bir yerde. Yalnız fark ettiğim bir şey var ki şimdi yeni tanıştığım ya da karşılaştığım insanların her nasılsa bir şekilde bakışlarının ellerime ve parmaklarıma takılıyor olması. Bu belki  önceden de böyleydi ama ben hiç yüzük takmadığım için buna dikkat etmiyordum alışma etkisinden olsa gerek şimdi algıda seçici davranıyor olabilir bilinçaltım. Tek tuhaflık bu olsa gerek ;)
Neyse.
Fotoğraflarımızın çekiminde yanımızda olan sevgili dostlarım Davut, Tülin ve Nurseven'e emeklerinden ötürü dolu dolu teşekkür ediyorum. Hatta Açılay'ın ağzından emeğinize, yüreğinize, mesainize sağlık beybilerim :) [son zamanlarda keyif alarak seyrettiğim eğlenceli dizi evet, yalan dünya.]
Desktop'ımda 8gb'lık yer kaplayan fotolardan bloğumda yalnızca bu kadarını paylaşabiliyorum. Az olsun, öz olsun mentalitesinden yola çıkmak diye buna deniyor sanırım ;)
İnşallah her şey bugünkü gibi güzel olur..Hep aynı tadı hissederiz içimizde, dışımızda, herbir yanımızda.
Şimdilik sağlıcakla kalın sevgili panterlerim! ^_^









                                                                                  ^_^

8 Şubat 2012 Çarşamba

bir küçükhanımım ben.

Tatlı bir telaştı geçen günler. İçinde binbir farklı duyguyu barındıran. En mutlu, en duygusal, en kırılgan ve daha en'lerle dolu pek çok farklı hissiyatı yaşadığım bir güzel anıydı. Yanıbaşımdaki dostlarım, sevdiklerim, bana destek olan herkesle daha bir güzelleşti her şey. 4 şubat 2012'de evlilik yolunda adımını attığımız nişan günümüzden arda kalan güzel kareleri en kısa zamanda bu güzel sayfada sizlerle keyifle paylaşmaktan mutluluk duyacağ