26 Nisan 2015 Pazar

neler oluyor hayatta?





Standartiz.
Her şeyiyle standart, benzer, klişe, normal bir hayattayız.
Yüzündeki makyajı temizlemeye üşenen, bir bardak suyu kalkıp doldurmayan, tv.deki saçma salak prog.la vakit öldüren, gidişattan dem vurup sus pus kalan bir haldeyiz.
Hayatın tek ve umutlu yanı var o da dört harfli: NEVA.
Teselli cümlesi değil bu hakikat!
Onun sabah kıpırdanışlarıyla uyanmak, gün içinde bitmek bilmez coşkusuna ayak uydurmaya çalışmak, "Yakaladım ben seni şimdi" sesleriyle peşinden koştuğumda geri baka baka heyecandan çıldırırcasına yürümeye hatta koşmaya çalışmasını pırıl pırıl gözlerle seyretmek, yemek yediğinde "Amaaannn olsun yeme bebeğim sonra yersin." deyip tabağı buzdolabına kaldırmak, ben oturma odasında koltukta bir şeylerle meşgulken onun oyuncaklarıyla sessiz sakin ama büyük bir ilgiyle ve merakla oynamasınu göz ucuyla takip etmek, omuzlarıma alıp onu koştur koştur evin içinde dans etmek, şarkı söylemek, disko disko nağmeleriyle kudurmak, fotoğrafını çekmeye çalışmak (!! : evet artık fotoğraflarını çekmek eskisi kadar kolay değil, kameraya sürekli uzanan 2 minik meraklı el var çünkü karşımda artık!) ve aklıma daha gelmeyen bir sürü şey..
Bunlar daha evvel yaşamadığım türden hakikatler işte..
Hayatımdaki en güzel rengim o.



                                                 

                                                             ÇOK YAŞA SEN GÜZEL NEVAM!

17 Nisan 2015 Cuma

recently..


Nevamızın 6.dişi baş gösterdi..Huysuz mu huysuz..Mızmız mı mızmız..Sürekli kucakta minik bir koala yavrusu maşallah..Güldürmek için çılgınca çaba sarfediyoruz fakat bana mısın demiyor..Bu da normal bir süreç tabii ki..Dileğim en kısa zamanda kendini toparlaması kızımın..Onu mutsuz ve huysuz görmek çok üzücü..Normalde inanılmaz keyifli, eğlenceli ve mutlu bir bebekken bu hallerini yakıştıramıyor insan..
Pazartesi günü [20 Nisan] tam 10.ayını doldurup 11.ayına girecek mini minnoşum..Neredeyse yaşında diyebilirim..Bebekliği yavaş yavaş ardında bırakıyor böyle aylar geçtikçe..Büyüdükçe diyorum ne çabuk geçiyor zaman ve klasik  anne lafı sanırım ama her an bir önceki anını özlüyorum..Tuhaf bir özlem bu..
Canım benim..
Sağlıkla, sıhhatle büyümeye devam etmesinden başka dileğim yok ki!
İyi ki var hayatımda!

Son zamanlarda internetle çok fazla haşır neşir olamıyorum..Belki telefondaki platformlarda hızlı bir gönderi, ileti yahut göz atma halleri dışında şöyle araştırıp okuyayım bakayım dediğim bir şey yok..Blog adına yapabileceğim o kadar çok şey varken hiçbir şey yapmamış olmam yine benim hayıflandığım bir konu..Anlatacak bir sürü olay, paylaşacak zilyon tane fotoğraf ve video varken elim kolum bağlanmış şekilde yaşayıp gidiyorum..
Bir de fotoğraf işleme yetimin daha aktif hale geçmesi gerekiyor sanırım..
Örneğin geçmiş aylardaki konser etkinliklerim, dostlarımla buluşmalardan geriye kalan güzel anılarım, bebeğim Nevamın şapşik hallerinin fotoğrafları/videoları ve daha onlarca güzel şey!
Biriktikçe birikiyor ve dağ gibi olunca da hadi başına geçip yazayım paylaşayım demeye vakit kalmıyor..
Her şey zamanında paylaşıldığında güzel..

Mesela geçen hafta Bursa'ya Zuzum'a ziyarete gittik..
Merviş, Cemre, Neva ve ben erkenden çıktık yola..
Kızkıza harika vakit geçirdik..
Yorucuydu ama feci keyifliydi..
Paylaşacak ne de güzel şey vardı..
Ama fotoğrafları ve videoları telefondan bilgisayara atmak onları düzenlemek ohooo derken bir bakmışım Bursa yazısı rafa kalkmış..
gibi gibi gibi..

2 gün sonra doğumgünüm..
Küçükbey özel bir plan yapmış..
Bakalım ne çıkacak sürprizden! :)
Buraya yazayım da en azından bu konuyla ilgili bir yazı yazma sorumluluğum olsun değil mi yah! :)

Yakında bir kaçış planım daha var..
Onu illa ki yazıcam ama rahat ol!
Şimdilik Nevamın ilk ayağa kalkıp koltukta tutunduğu zamandan mutlu bir fotoğrafını koyayım da ortalık biraz şenlensin..7 aylık burada minnoşum..Canımmm! :)