19 Mart 2014 Çarşamba

spring times in Iğdır.


Soğuk ve kasvetli kış günlerini ardımızda bıraktığımıza emin olduktan sonra yazıyorum bu heyecanlı ve içimi kıpır kıpır yapan yazıyı. Bahar geldi memleketimize. Ağaçlar çiçeklerini patlattı bir bir. Güneş sıcacık açıyor burada. Sabah saat 5te ışıyor günler. Erken uyanmanın odaya full dolan gün ışığıyla kesinlikle bir ilgisi var. İstesem de çok kalamıyorum yatakta. Okul günleri hiç zorlanmadan kalkıp gidiyorum okula. Tatil günlerinde de durumum farksız. Erkencecik kalkıyorum. Tembellik yapmama izin vermiyor gündüzler. Kaldırıp sıyırıyor beni yataktan. Enerjimde herhangi bir eksilme yok bilakis daha kıpır kıpırım. Bahar benim mevsimim. Yeşillenen doğa, cıvıldayan kuşlar, canlanan tabiat her şey mutluluk sebebi benim için.

Bugün köy minibüsünü beklerken oturdum çiçek açan pencerenin önüne dakikalarca arıların vızır vızır çiçeklenen kayısı ağacıyla danslarını seyrettim. Vivaldi'nin dört mevsiminden Spring kulaklarımda. Ne kadar kötü şey varsa etrafımda elimin tersiyle bir yana itiyorum. Belki lüks bu hislerim. Ortalık, ülke, insanlık bu kadar çirkinleşmiş ve kötüleşmişken ben tomurcuklarını patlatan bir kayısı ağacının önünde otrumuş kainatın canlanışından mutluluk duyuyorum. İçimdeki küçük kız da annesinin heyecanıyla kıpırdanıyor, eşlik ediyor benim sevincime. Bencilliğime gömülmekten başka bir şey istemiyorum o dakikalarda. Çok mutluyum çünkü. Bozmasın hiçbir kirli düşünce, olay bu güzel anı.

21 Mart yaklaştı. Köyümüzde Nevruz kutlamaları erken başlıyor. Dün gece herkes evinin bahçesine kocaman ateşler yakıp atlamışlar üzerinden. Çocuklar kapılara mendiller bırakıp kaçmış, ev sahipleri içine en az 7 çeşit şekerleme, çerez, meyve koyup bırakmış, çocuklar dönüp çıkınlarına doldurmuş hepsini, yumurtaları boyamışlar kırmızı renklere. Sonra sabah hepsi büyük bir heyecanla bizlere çıkınlarından ayırdıkları ganimetleri getirmişler. Hediye etmişler hepsini. Nasıl keyifliler nasıl mutlular ahh! Baca Baca demişler bu eğlencelerin adına. Kavgasız, gürültüsüz, hiçbir ideolojik kaygı gütmeden, toplumun belli kesimlerininmişçesine değil tüm insanlığın ortak coşkusuyla kardeşce karşılamışlar Nevruzu. Bu daha başlangıçmış ama. 21 Mart'a dek sürecekmiş bu eğlenceler. Bizler de okulda öğretmenlerimiz ve kıpırdayan öğrencilerimizle cuma günü bir kutlama yapacağız. Onlara şekerlemeler ve çerezler dağıtacağız. Halay çekip ateş yakacak üzerinden atlayacağız. [Tamam ben 7 aylık bir hamile olarak atlayamayabilirim belki ama olsun çocukların bol bol fotoğrafını çekerim nolmuş :)]Baharı bolluk ve bereketle karşılamak en güzeli. Bir de tabii cıvıl cıvıl giyinerek. Heyecanlanmamak elde değil. Daha evvel yaşamadığım böyle güzel ve farklı bir şeyi tecrübe etmek gerçekten insanda merak ve heyecan uyandırıyor.

Öyleyse 21 Mart Cuma gününü hevesle bekliyor, kayısı ağacının çiçekleriyle başlayan mutluluğumun tüm bahar mevsimini sarmasını umut ederek HOŞ GELDİN BAHAR!  diyorum ^_^

Günün şarkısı da elbette hamile bir anneden geliyor.
Vivaldi/Spring


6 Mart 2014 Perşembe

love in.


Sevdiğim adam geliyor Iğdır'a.
Nasıl sevinçliyim, nasıl coşkuluyum tarifi yok!
Ayrı geçen günlerin sayısı bir aya varmak üzere.. Çok özlüyorum onu ve birlikte yaşadığımız hayatı. Alışkanlıklarımızı, birlikte yaptığımız planları, sohbetleri, sarılmaları, varlığını canlı kanlı yanıbaşımda hissetmeleri, daha yüzlerce şeyi. Geliş-gidişlerimiz ne yazık ki çok sık olamıyor. Bir şekilde sabrediyoruz, özlem çekiyoruz, bekliyoruz. Heyecanı başka bu bekleyişlerin. Telaşı ve mutluluğu bambaşka!
Şimdi uçakta.
Yaklaşık 2 saat sonra yanımda, kollarımda.
Gelsin.
Kavuşsun kuzularına.
Kızımız Neva da benimle aynı heyecanı paylaşıyor olsa gerek dün geceden beri kıpır kıpır duramıyor içimde :)
Allah kimseyi sevdiğinden, eşinden, yuvasından ayrı bırakmasın! [amin.]
Sevgiler şimdilik.