31 Ekim 2010 Pazar

ben KPSS'ye girmelere doyamam, bünyem bağışıklık kazanır.


Kapılarımı 31 Ekim'e dek kapalı tuttum. Büyük gün geldi, geçti derken tozlanan kapı tokmağını usulcacık çevirip bloğumdan içeri girmeye karar verdim. Bu geçen süre zarfında gizliden gizliye kaç kez uğradım yanına, kaç kez yazmak için can attım durdum da engelledim nedense kendimi.
Yazık etmişim "sebep"li olduğunu düşünsem de aslında harbiden "sebep.siz" yere ertelediğim kendime.
Sonunun böyle hayal kırıklığı olacağını bilsem hiç yapar mıydım bu eziyeti, hiç geri kalır mıydım hayattan?

Evet, KPSS yine beni nakavt etti. Sözde ben alacaktım rövanşı ama yalan oldu. Bir kez daha..
Geçen sınav formatında hazırlanmıştı sorular ya da benzerdi şu an anımsayamıyorum. Çok kolay cevapladığım sorular da oldu, üzerinde dk.larca düşündüğüm karışıklıkta sorular da çıktı karşıma. Genel hatlarıyla özetlemem gerekirse, ziyadesiyle tuhaf bir sınavdı. Zordu, kolaydı, karışıktı, açıklayıcıydı ama dediğim gibi tuhaftı!

Bir öğretmen adayı olarak [ki bu öğretmen kendini devlet kadrosunda görmek için deli gibi çabalarken] yaşamış olduğum bu çetrefilli sınav maratonundan fec'i şekilde yorgun düşmüş bulunmaktayım ve aslında sırf bu yorgunluk sırf bu emek için yanıyorum üzülüyorum.
Ha dersen bu kadar çalışmaya hala neden yapamıyorsun peki?! o benim de üzerinde saatlerce, günlerce ve hatta aylarca düşündüğüm yegane sorundur.
Yorumlama becerisi, bilgi düzeyindeki soruları cevaplama hızı, vb. terimsel durumlarla aramın bozuk olması değil herhalde sebebi ya da yeteri kadar odaklanamamak, konsantre bozukluğu yaşamak vs. Sonuçta dil-edebiyat bitirmiş, yorumlama becerisine sahip bir kişiyim, az-çok neyin ne ve nasıl olduğunu anlayabiliyorum. Peki bu bahtsız bedevi'lik nereden kaynaklanıyor?
Biri bana bunu söylesin.

Şimdi düşünmeden geçen sonsuz tizlikteki zamanı dinlemek istiyorum.
Sınavdan çıktığımda aklımdaki tek düşünce;

"Beynim Boş Bir Levhadan Başka Bir Şey Değildir evet Beynim Boş Bir Levhadır."
oldu.
Bir süre daha onu kendi haline bırakmak ve toparlanması için kendisine zaman vermek istiyorum. Farkındayım kendisi pek nazlı, yok sınav çalışacağım beni rahat bırak yok sınavım kötü geçti toparlanmam gerek beni rahat bırak yok bıdı bıdı hede hödö!
Birkaç güne kalmaz kendime gelirim tabii.
Karalar bağlayıp ağlaşmak yok bende!
KPSS beni istemezse ben zorla girerim yapçek bişey yok!
Ben inanıyorum ki öyle ya da böyle bir şekilde birgün istediğim mevkiide olacağım!
En azından şuan çalışıyorum. Beni karamsarlığa sürüklemeyecek bir sebebim var.
Bir time-out deyip kaldığımız yerden devam ederiz.
Hayat yoruyor işte!
[bkz. üstad serdar ortaç söylemiş.]

Uzun zaman sonra ses etmek de pek güzel geldi.
Seni özlemişim.
İlerleyen zamanlarda daha çok özlem gideririz.
Şimdilik bana müsade.
Buarada; unutmadım kasım ayının yıldönümümüz olduğunu.
Tamam yapçem bir güzellik asma suratını.
hadi ciao!
foto sevdiklerimdendi.
eklemek istedim.
başka bir sebep yoktu yani.