7 Şubat 2017 Salı

iç.


Tot school olayına kendimi verdim son zamanlarda.
Her gun bir şeyler okuyorum araştırıyorum listeliyorum planlıyorum ama net şekliyle halen ortada bir şey yok.
Neva'm gün itibariyle tam 31 ay, 16 günlük.
Çalıştığım saatler aralığında evde babannesiyle kalıyor. Sabahtan öğleye dek birlikteyiz. Kahvaltı, spor, oyun derken evden ayrılmadan evvel birlikte birkaç saat dolu dolu vakit geçiriyoruz. Akşam geldiğim saat genelde 7 buçuk civarı. Gün içinde uykusunu atlamışsa ben gelene dek gece uykusuna geçmiş oluyor. Atlamamışsa saat 10a dek birlikte vakit geçiriyoruz. Akşam yemeği, boyama, oyun derken birlikte olduğumuz vakitleri bol miktarda onunla bir şeyler yaparak geçiriyoruz.
Bu geçirdiğimiz vakitleri nasıl daha etkin kullandırabilirim diye araştırmalar yapıyorum nicedir.
3 yaşa kadar kullanılan bir terim olan Tot School terimiyle karşılaştım. Genelde evde eğitim veren ailelerin kullandığı bir sistem. (Ahh evde eğitim!) Şimdi ben de bu dönem Neva'mla evde planlı bir tot school müfredatı oluşturup daha iyi bir zaman geçirmeyi düşünmekteyim. Ama bu planlama olayı netleşmiyor bir türlü.. Ne yapsam nereden başlasam gibi kafamda türlü sorular.. Pinterest bu konuda yine imdadıma yetişen yegane kaynak.. Ama orada da o kadar çok fikir var ki.. Çokluğun olduğu yerde insan daha da karışıtırıyor ne yapacağını. Bu akşamdan beri önümde defterim ve kalemim ne yapsam nereden başlasam diye diye dolanıyorum. En sonunda karar veremedim de masadan kalkmadan bir yazayım istedim düşüncelerimi buraya. Şekillendikçe fikirlerim paylaşacağım minnoşun tot school günlüğünü..Yavaş yavaş daha etkin kullanma sözümü tutmaya başlıyorum sanırım bloğumu :) 2017'de eski güzel alışkanlıklarımı hiçbir bahane üretmeden aktif olarak devam ettirme sözüm vardı hem..
Sözü tutmak gerek :)

neyse.
içim yazdıkça enteresan bir şekilde aydınlanıyor ve hafifliyor..
Bir iki güne şekillenir nasılsa düşüncelerim.
Yine yazarım.

6 Şubat 2017 Pazartesi

ara tatil.di yedik bitirdik.


Okulların yarı yıl tatiline girmesinin üzerinden koca bir 15 gün geçmiş. Vay be!
Her zamanki gibi ışık hızında yaşadık bu 15 günü.
İlk hafta ablam ve oğluşlarım geldi. Gezdik, dolaştık, keyif yaptık, özlem giderdik.
Annem de onlarla birlikte geldi. Neva'mın keyfine diyecek yok tabii abileriyle vakit geçirmek onun için aşırı güzel bir olay. Annemin arkadaşını ağırladık. Küçükbey'in ailesini ağırladık derken ilk haftamız ve haftasonumuz bol misafirli, bol etkinlikli geçti.
İkinci hafta da Salı günü dışında perşembe'ye dek evdeydik. Nevamla bol bol vakit geçirdik. Oyuna doyduk. Salı günü eski okuldan arkadaşım E.'ye davetliydik. Ev oturması, yeni arkadaşlıklar, sohbetler güzeldi. Akşamında da Küçükbey'in yeğenleri oğluşlarımla sinemaya gittik.
Perşembe/Cuma Küçükbey izinliydi. Tatilin son günlerini birlikte şehir dışına çıkarak değerlendirelim istedik.
Hedefim Bolu/Abant taraflarıydı ama uygun yer yoktu ve çok kalabalık ve pahalıydı. Biz de yönümüzü doğuya değil batıya çevridik ve daha evvel görmediğimiz Edirne'ye gittik.
Kış sebebiyle fazla soğuk ve sisliydi. Bir de sessiz. Ama beğendim. Fazla olmasa da biraz fotoğraf çektim. Otelde keyifle dinlendik. Sonrasında Çorlu'ya çok sevgili dostlarımız Merve ve Gökhan'a gittik. Neva'mın biricik dostu Cemre'yle sık buluşmalar yaşaması çok mutlu ediyor onları. Velhasıl cuma ve cumartesi günlerini de orada geçirdikten sonra yuvamıza geri döndük.
Bugün son ev düzenlemelerimi ve işlerimi hallettim.
Yarın için hazırım :)
Neva çok üzülüyor ama okula gitmeme.
"Ben de gelicem!" deyip deyip ağlıyor minnoşum..
Ahh kıyamam!
Ne de mutluydu benimle ve kalabalık toplanmalarımızdaki hareketle.
Yaz tatiline dek daha çoookk var..
Şimdiden elbette bunun hesabını yapmıyorum ama insan üzülüyor işte yavrusu böyle gözü yaşlı olunca :(

15 tatilde benim için en mutlu haber yaz tatili için nasipse İngiltere'ye gideceğim haberiydi! :)
İngiltere hayali yıllar yılı içimdeki aklımdaki en büyük hayaldi benim için.
Tarihini, meydanlarını, sokaklarını, her şeyini satır satır okuyup bildiğim bir ülkeyi dünya gözüyle gezip dolaşmaktan daha çok ne ister ki bir insan!
Bu hayali 2017 yılında gerçekleştirmek ise öncelikli planlarımdan biriydi.
Fakat hayalimin 3 kişilik ekonomik boyutu şu dönemde beklediğimden daha fazla bir mebla çıkardı karşımıza. Bu nedenle ileriki yıllara üzülerek ertelemek zorunda kalmıştık. Ara tatil döneminde liseden kız arkadaşlarımla ayda bir -gün toplanması- yapmıştık ve orada canım Sinemçkom bana bu yıl artık İngiltere hayalini gerçekleştirmek istediğinden  ama bunu tek yapacağından bahsetti. Ben de bizim gelişen ve sonuçlanan durumumuzdan bahsettim. Bana tek biz gitsek nasıl olur 3 gün 5 gün fark etmez eşleri, çocukları geride bırakalım diye bir teklifte bulundu. İçim kaynadı ama Küçükbey'le konuşmadan bir şey diyemedim. Eve dönünde bu teklifi anlattım ona.. Düşünelim dedi. Sonra "Sen İngiltere'yi görmeyi çok istiyorsun. Benim ilgimi çekmiyor ve açıkçası senin kadar heyecanlı ve heveslı değilim. Bence sen bu yıl bu hayalini gerçekleştirmelisin. Yani Sinemçko'yla gidebilirsin."dedi. Amam aman aman aman! Dünyalar benim oldu inan!
O kadar mutlu oldum ki!
Neva'mı kendimden sonra gönül rahatlığıyla teslim edebileceğim diğer kişi olan Küçükbey'e bırakıp yıllardır hayalini kurduğum ülkeye gidebileceğim!
Çok çok çok mutluyum!
Şimdi Sinemçko'mla bu konuyu ayrıntılı netleştirip biletlerimizi almak ve gerekli rotayı çizmek kalıyor geriye. Bize katılmak isteyen diğerleriyle de haberleşmek tabii.
Heyecanım çok büyük.
Dilerim sorunsuz, sıkıntısız hayallerimize kavuşuruz.

Ve yeni bir eğitim öğretim dönemim geçen dönem olduğu gibi yine harika geçer!

fotoğraf Tekirdağ sahil.