miss misery.

kar camı parçalarcasına uğultuyla dövüyor yine..korkmuyorum inadına mutluyum!

seviyorum kar'ı..kar'la sevişmelerimiz çınlıyor kulaklarımda ve öksürüyorum ufak bir hışırtı duyduğumda..

insanın "bazen"leri olur kimi zaman..hani eli ayağı tutmaz olur..nedensiz bekleşir ne için bekleştiğini bilmeden..ve sessizdir..karanlık ve sessizlik onun tek can yoldaşıdır..

benim "bazen"lerim çok değildir aslında azdır..ya da çok ben bir seçim yapamadım arasında..

yalnız an itibariyle kendimi kötü hissediyorum..beklentilerime tezat durumlara sıkılıyor canım..iki taşın arasına can çekişircesine çığlıklar atıyor da ben de bu halime "bazen"lerim diyorum işte..

telefonda konuştuğum güzel sesli, beyhude bakışlı, can-canan tadından bir beklenti diliyorsun..şöle içini kımıldatan, içini hoşbeş eden, gönlü hoş tutan cinsten..

""fırsatım olursa..saa..sa.a..""yalnız ve koca bir vadiye haykırdığın nefese tutunan cümleler gibi askıda kalan sadece istek kipi çınlıyor kulaklarında "saa..saa..sa..saa.." ve işte o an herşeyi silip atasın, asit yağmurları altında yanasın, yokolup gidesin geliyor..ve diyorsun içinden bağırarak aynı boş ve heybetli vadiye "sevgi fırsata eş değer midir? sevgi ertelenmeyi hakeden midir?sevgi nedir? nedir? nedir? nedir?..."bu kez kendi sesin çınlıyor tren sirenleri gibi acı ve ekşi bir tat bırakarak kulaklarında..sonrası yayını kesilen televizyon kanallarının iç gıcıklayıcı sesinden beter bir sessizlik..sus-pus..dal kıpırdamıyor..yaprak oynamıyor..kimse var olmamışçasına hayat durgun-bitkin-çıplak ve ölü..

beklentinin 5 boyutunda dev ekran bir animasyon seyredercesine geriliyor gözbebeklerim..soruyorum kendime gerçekten bu kadar "gerici" mi isteklerim?zor mu?zorlayıcı mı?bıktırıp usandırıcı mı?

ne ister ki naçizane bir sevgi yumağı olmuş pamuk yüreğim?kalp atışları hızlansın..heyecanını diz kapaklarının arkasında titreyen damarlarının taa içinde hissetsin..sonra huşu içerisinde sevgisini dile getirsin..coşsun-aksın-taşsın bentler boyu çocuksu sveinçlerle..halbuki gülüşlerim nasıl da parlar ben mutlu olduğumda?nasıl da ahenkle dans eder içimin kanatsız melekleri..ayaklarından zincire vurmadığım sevgi kelebeklerim döner dolaşır malihülyalı başımın üzerinde zevkten nağmeler çınlatır şakır içimin kafeslerine hapsetmediğim bülbüllerim..ve ben "ben" olurum sevdiğim şu gönlümü hoş eylediği vakit..

"hay hay efendim!şah-ı menendim!" der dururum yere basmayan ayaklarımla..ince bileğime taktığım bileziklerle şıkır şıkır yürürüm de ardımdakileri "hayat aşkı" ile coşturur gönülleri hoş ederim..bir tek kelamını bekler durursun..o da salt bir "seni seviyorum!" demek değildir..sevmek güzeldir..hoştur elbet..hele ki bunu sevdiğinin ağzından bal damlarcasına duymanın zevki alemi bir başka güzeldir..

yalnız..zaman olur ki içinden başka türlü hislere bulanırsın..istersin dilersin..duyduğun iç kesen sözler senin hevesini sürüklemeden bambaşka diyarlara kulakların bayram etsin istersin..

ve şuan o bayram sevincini arıyorum duyduğum her seste..yağan karın sessiz süzülüşünde..sobada yanan ateşin dans eden alevlerinde..bilgisayarın fanından çıkan o rahatsız edici seste..parmaklarımın klavyeye her tıklayışında çıkan tıkırtılarda..saatin tik-tak'larında..nefes alış verişimin düzenli ritminde..vs..vs..vs..vs..

çok hüzünlendim..bakıldığında aslında ben de kendimden fazlasıyla fedakarlıkta bulunuyorum..haftaiçlerinin o geçmek bilmez sıkıcılığında istek ve arzularımı hep erteliyorum..haftasonlarını bekliyorum..haftasonları geldiğinde de ben erteleniyorum ya da yapılanlar yapana yeterli geliyor..fazla birşey istemiyorum..gerçekten hiç fazla birşey istemiyorum! ama hep yanlış anlaşılıyorum..

biri gelse şu mini-mini yüreciğime girse ve o zaman gerçekten ne istediğimi anlasa..biri gelse de avuçlarımı tutup gözlerimdeki buğulu yaşları kaldırsa elleriyle..biri gelse hep konuşurken gözlerime baksa..aşk ve şevk dolu gözlerini gözlerimden hiç ayırmasa..biri gelse lambadan çıkan minik cini eliyle başımızdan savursa O'nun bana yettiğini söylese..biri gelse beni hayatın keşmekeşine inat daha büyük ilgi ve şevkatle sevmeye devam etse.."fırsat"ları bir köşeye fırlatıp atsa bana ayıracak hep bir zamanı olsa..

-HAYAT sevdiceğine ayırılıcak milyonlarca saatten oluşmakta..az ya da çok ama anlamlı ve özel..-

istediğim fazla bişey değil az çok az çok çok çok azz..ama işte... :(

neyse..içim sıkıldı daraldı gecenin bir vakti bloğuma koştum nedense..halbuki kapatmıştım bilgisayarımı..ertesi güne kitlemiştim herbirşeyi..usulcacık yanan sobanın yanında battaniyemin altına kıvrılmış adaçayımı yudumluyordum kitabımı okurken..nerden esti bu deli rüzgar?..

size yine de iyi geceler dilerim tatlı uykular..ve çörekotlu sıcak poğaça kokusuyla uyanacağınız dışardan soğuk fekat içeriden sıcacık karlı bir yeni sabah..

yüreğin doğan güneşi değil

batan güneşi seçsin..

çünkü doğan güneş elbet batacaktır..

ama batan güneş hergün yeni umutlarla doğacaktır!

yarın ki güneş senin için..