5 Aralık 2009 Cumartesi

topuk tıkırtısı

















































hani zaman olur..sıkılır daralırsın..bir kaba sığamazsın da atmak istersin kendini sokaklara..şimdilerde öleyim..atmak istiyorum kendimi sokaklara..yürümek,yürümek,yürümek istiyorum durmadan..ayaklarıma kara sular insin, yorgunluktan bayılcak seviyeye geleyim,ama yürüyeyim..
bugün kendimi kaptım koyverdim..yürüdüm.yürüdüm.yürüdüm.eve geldim ve dinlenme modundayım..kimseler sırnaşmasın lütfen..kapkara bir kedi olup tırnaklarımı çıkarmadan kimseciklere usul usul yolunuza gidin..hayde!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Yeşocan, Kabz hali geçirmişsin besbelli. Kavram olarak "kabz", ruhen tutukluluk, içine kapanma, bir şey düşünmeye ve söylemeye isteksizlik demektir. Bir de "Bast" var ümitle dolma, ruhen genişlik ve coşkunluk, anlama ve kavramada açılma halidir.

insan zaman zaman ruhen daralır veya ferahlık duyar.Bunlar gece ve gündüz gibi birbirini takip eder durur. Bu iki hal insanın manevi yükselişinde iki kanat gibidir.

Kabz ve bast halleri insanı korku ve ümit arasında dengede tutan bir durumdur. Kişi kabz halinde tövbe ve istiğfar ile Allah’a yönelmeli, manen donanmalıdır. Bast halinde ise şükrederek derecesini artırır.

küçükhanım. dedi ki...

adsız'a teşekkürler..
maneviyat konusunda yaşanılan boşluk dolduruluyor..buna itimadım tamdır.
ama bir kaba sığmama durumu baskın ne olursa olsun..anlamak zor,çetrefilli..bekleyip görmeli zaman ne sunacak yeşocan'a.
dostlukla..