12 Eylül 2010 Pazar

bir etli kuru fasulye masalı.

Mutfak penceresini sonuna dek açıp yağan hışırtılı yağmurun sesini kulaklarıma hapsediyorum.
Çünkü şuan başka hiçbir şey duymak istemiyorum.

Kendimi toparlamakta güçlük çektiğim birgündeyim aslına bakarsan.
Sabah yataktan kalkıp kendime gelebilmek için savaşmış, ardından güzel bir kahvaltı yapıp oyumu kullanmak için hoppidi hoppidi zıplayarak okula gitmiş, etrafımı saran onlarca evet'li insanın arasında kendimi çok farklı ve uzaydan gelen bir hayır'lı gibi hissetmiş, derin düşüncelere dalan koca bir beyinle okuldan çıkıp kel.alaka pazara alışverişe gitmiş ve eve gelip koca bir tencere etli kuru fasulye pişirmiş olabilirim.
Evet evet bütün bunları ben yapmış olabilirim.

Ama bugün birtakım şeyler istediğim gibi gitmedi.
Bunu görmek de beni gerçekten çok üzdü.
Örneğin; sandıktan "evet" çoğunluğu çıktı. Halkın Geleceği ve refahı(!) adına yapılan anayasa değişiklik paketinin referandumla halk oylamasına sunulması, gerçekten referandum gerçeğini bilmeyen nice cahil insanın "evet"iyle sözde demokratik bir biçimde bizlere takdim edilmekten ziyade yüzümde bomba patlatılmış etkisi yarattı. Bu saatten sonra kimse bana demokrasiden bahsetmesin! Ağlamasın! Zırlamasın neydik ne olduk diye! :(
[Bu konuyla ilgili ne kadar çok konuşursam o kadar çok sinirlenip tozutucam! En iyisi susmak ve beklemek, bekleyip nelerin başımıza geleceğini görmek!]

Oylamanın ardından beni hayal kırıklığına uğratan bir diğer olay şudur;
Pişirdiğim kuru fasulye öyle inat bir cinsten çıktı ki sandıktaki evet'in üzerimde bıraktığı derin etkiden daha baskın bir etkiye sahip olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.
Düdüklü müdüklü yalan! inat olunca fasulye böyle de pişmek bilmez işte.
Sözde kardeşcağazıma uzun zamandır özlemini çektiği kuru üstü pilav zevkini yaşatacaktım ama inatçı fasulyeden sebep yine pattes kızartması/salata ve bilumum kahvaltılık çeşitleriyle akşamı geçiştirmek zorunda kaldı..
Bense mutfak penceresinin önündeki masaya kurulmuş bilgisayar ekranında değişmekte olan çizgilere bakarken bir yandan, diğer yandan ocakta pişmekte olan nazlı.hanım.kızım kuru fasülyeyi bekliyorum. O pişecek de ben akşam yemeği yiyeceğim.
Maç var saat 9:30'da ona yetişse bari diye içimden dualar ediyorum.

Sahi bugün istenmeyen sonuçlar doğuran bu birtakım durumlara inat içimde deli gibi şiddetlenen bir kazanma arzusu vardı değil mi?
Türkiye- ABD maçı!
Tarih bu maçı altın harflerle yazacak/yazdı.
Dün geceden bu yana yaşadığım coşkunluğun haddi hesabı yok!
Öyle mutlu öyle heyecanlı öyle kabına sığmaz bir hallerdeyim ki!
Evde kardeşimle gözümü tv'den dk. ayırmadan pür dikkat izlediğim Türkiye-Sırbistan maçı için duyduğum gururun ve mutluluğun tarifi yok!

"son 4sn.de alınan bir maçın bizlerde yarattığı o beter mutluluğun resmini çiz hadi abidin!"

Bu akşam her türlü duygunun daha yoğun bir atmosferde yaşanacağı harika bir final bizi bekliyor! [bir spiker edası sezinledim kendimde hmmm.. :S ]
Son 1 saat kala kalbim kütürdemeye başladı yine..
Hadi bakalım iyi bir sonuç alalım.
Bari bunda yüzümüz gülsün!

Buarada ben de nihayet pişmiş olan ve esprisi gevşeyen kuru fasülyenin altını kısıp kendime bir tabak doldurayım.
Maça kadar da yersem iyi olacak!



oy vermeye giderken yüzümdeki o mutlu eşşek gülümseyişim..

sandıklar açıldıktan sonraki haleti ruhiyem!

Ama yine de canlı-kanlı bir umudumuz daha var!
O da 12 dev adamın bu akşam ABD ile kıyasıya yapacağı final maçı!
Gönlümüz, ruhumuz, dileklerimiz her birşeyimiz kazanmaktan yana!
BOL ŞANS TÜRKİYE!

6 yorum:

denizcan dedi ki...

başına binlerce sandık yemiş, yenilgiyi hissetmiş, artık karamsarlıktan bile sıkılmış biri olarak, belki bişiiler karalamıştır yeşocan'ım biraz gülümseyebilirim düşüncesiyle çalıverdim blog kapını can'ım benim.. sonunda beklediim gülümseme yayıldı yüzüme ama..
olmadı be yeşocan'ım.. bu hiç olmadı be.. üzgünüm.. sabah oy kullandığım okulda yüzüme gülümseyip " hayırlı olsun inşallah" diyen herkes gibi.. mutsuz ve yenilmiş durumdayım snrm..
ne 12 dev adamın alabileceği bi galibiyet sevindirebilir beni artık ne de en ufak bi umut yeşerir gönlümde canım ülkeme dair.... artık gerçekten yoruldum cehaletimizden..

küçükhanım. dedi ki...

Bir arkadaşım yazmış ABD'ye ikinci kez yenilişimiz diye..hake verdim..
yazık diyorum be Denizim çok yazık hem de!
Hala gözler böylesine kapalı hala böylesine cehalet pes diyorum!
sen,ben,biz..
Olayın ve gidişatın farkındalığına sahip pek çok kişi yorulduk cehaletimizden!
Fec'i boyutta hem de!
Yine de sonumuz hayrolsun kuzum..

ayci dedi ki...

ah ahhh...dedirten bir postcagız!

yıldız dedi ki...

Ne fasulye,ne sandık Yeşocanım.

Altın madalyayı da almak isterdik,ama yine de tebrik ediyorum 12 dev adamı,bu zamana kadar kazanılmamış bir başarının altına imza attılar..

Stil Direktoru dedi ki...

Ah Yeşom ah ABD iki defa kazandı :(

küçükhanım. dedi ki...

ayçicanım çektiğim derin "aahhh" okyanus ötesini aştı daha ne diyim :(

yıldızcım hayatta umutla sarılacağımız bir iki ufak şey kaldı sanırım diye düşünüyorum artık onlara sıkı sıkıya sarılmak zamanı gerisi umutsuz vaka!
sonumuz hayrolsun tatlım..

edicim derin yaradır içimdeki yenilgiler!
yıldıza dediğim gibi sonumuz hayrolsun cümleten!
öperim kuzum! :*