29 Ağustos 2010 Pazar

Bursa'nın fındık kurtları :)


içi sıkılan, kendini kötü hisseden ve mutsuz halet-i ruhiyelerde dolanan bir yeşocan'ken çok sevgili iki Dostumun güzel daveti üzerine (ki bu davet yaklaşık 2 aydır sürekli yineleniyordu.) Bursa'ya gittim.
6günlük minik tatilim boyunca kendimi yeniledim onlar sayesinde.
Bilindiği üzre kendimi manen çökük hissediyordum.
İşsizlik, Onur'un askere gidişinin ardından içine düştüğüm boşluk, ailevi birtakım olumsuz durumlar, vs. derken bu kaçamak tatil bana ilaç gibi geldi.
Tazelenmiş, yenilenmiş, bol oksijenle içimi-dışımı-her bir yanımı fullemişim. Bundan daha iyisi olamaz..çok şükür!

Şimdi yaptığım bu minik çıkarmanın ardından eğlenceli geçen zamandan geriye kalan fotoğraflarımla bloğumu şenlendirmek istiyorum.
Yanıma aldığım canon A 560'ımla yaptığım compact çekimleri gayet profesyonel bir görüntüye kavuşturup postluyorum..

Fotoğrafları net bir sıraya koymadım. Gelişigüzel bir sıradalar.



pirinçhan.



Dostum ZuZu'yla meyve şölenimiz!


Kızları bulmuşken havalara uçurtmalı.
1-2-3-hooopp!



ZuZu'mun şirine ablası Serapçığım.




Bursa/heykel.



Gittiğim ilk gün dağ yolunda Ulu Çınar ağacı'nın olduğu yere gittik.. Köylü hanım teyzelerin sattığı bu birbirinden minyatür (ve bir nebze hastalıklı görünen kabaklar!) çok eğlendirdi beni. Kulağıma küpe niyetine taktığım olgunlaşmamış bir susak. O artık benim kitaplığımda! :)



dağ yolunda çay keyfi.


600 küsur yıllık bu çınar ağacının gövdesi tam 3 metre genişliğinde!
Yüksekliği de ayrı heybetli duruyor!



Bursa'ya bu 4.gidişim olmasına rağmen hiç Uludağ'a çıkma şansım olmamıştı. (hava koşulları, teleferiğin çalışmaması vs.) Bu kez şans bizden yanaydı ve atladık teleferiğe hooopp Uludağ'dayız!



Dağın serinliği, suların buzz etkisi, mis gibi oksijen kokusu, herşey gerçekten harikaydı.
(buarada fotodaki bir diğer sevgili dostum Nehalim.)



Biraz fotoğraf çekmek bizi oldukça eğlendirdi.

çocuk neş'esini ve gülüşünü çok sevdiğim..Canım Seyhanım!



Buğday tarlasında kendimle vals.

Bu fotoda kendime kozalak perisi deyiveresim geldi :)

Doğayla bütünleşen pastoral çalışmalar..















Dağa çıkarken değil de inerken teleferiğin içindeki adrenalin nasıl da yüksekti yarebbim!







Bursa içinde gezentilerimiz, eğlenceli vakitler pırr diye uçuverdi pek tabii.
Ardından Mudanya'da oturan sevgili ev arkadaşım Çit'in yanına gittim.. Eğlence ve bol sohbet kaldığı yerden devam etti..

O'nu öpçüklere boğdum! :*



Birlikte Tirilye'ye gittik.
Mudanya'ya bağlı şirin mi şirin güzel mi güzel eski bir Rum köyü. Tabii artık eskilerden kimseyi bulamıyorsunuz ama tarihi doku olduğu gibi duruyor..
Çok ama çok seviyorum bu tarz yerleşim yerlerini.
Eski olsun, o eski doku bozulmasın ve bizler sokakları arşınlarken o eskiyi duyumsayalım taa içimizde!
Ne güzel! :)


Zeytin ve zeytinyağı kardeşlere benim kadar aşık olan biri daha var mı merakediyorum?!



Deniz yıldızı café.



Tirilye sokakları.



Fesleğen kokusuna bayılırım.
Görselliği de bir başka güzel!


Bir an evvel restore edilip tekrar kullanıma başlanması gereken harika yapı: Taş Mektep!












Eskilerden bir kapı görmeyeyim hemen tünerim önüne çekerim fotoğrafımı :)







Tirilye hakkında detaylı bilgi isteyenler için şuraya bir link iliştiriverdim..
Velhasıl, sürpriz bir kararla gittiğim ve kendimi yenilediğim harika bir gezi oldu Bursa benim için.
Şimdilik bir yerlere gitmiyorum.
Yalnızca Eylül'ün 7 sini beklemedeyim. O zaman da Balıkesir'e sevdiceğim Onur'un yemin törenine gideceğim..ondan sonrası şuan için (...)
neyse.
görüşünceye dek hoşça.kal/kalın.

9 yorum:

Unknown dedi ki...

Müthiş resimler, gitmişçesine resimler yaşattı geziyi. Resimler için teşekküler

Unknown dedi ki...

Resimlerin hepsi birbirinden harika!Ellerine sağlık!

Damlo dedi ki...

benim fötölerim ne zaman çekilecek acabeğğğ :)

küçükhanım. dedi ki...

quatre ve kitap kurdu: teşekkürler ;)

Damlocan en kısa zamanda diyorum o zaman en kısa zamanda ;)

aliceinblogland dedi ki...

Ellerinin gözlerinin hastasıyım hanımım

Dallama Blogger dedi ki...

II.fotoyu görünce Norveçte okuduğum okulun orası zannetin kilo ile köfte yazını sonra fark ettim.

Kıskanmadım değil. Halen titiriyorum

küçükhanım. dedi ki...

alice: ben de sana hastayım :)

Telekinesis: kıskanmayalım lütfen..ben sizin için de böyle güzel bir kaçamak tatil dilerim meraketmeyin ;)

Dallama Blogger dedi ki...

Teşekkür ettim hocam.

Bende size iskandinavya bir yüsek lisans programı dilerim. Çok güzel bir yerdir.

b'locked dedi ki...

Ya Allah'ım prenses misin nesin her gün biraz daha güzel