Zaman kimi vakit deli gibi akan kimi vakit ise akrep ve yelkovanın en miskin haleti ruhiyelerde olduğu dönemlere denk gelen değişik bir kavram bence. Nasıl geçtiğini anlayamadığımız keyifli günler ya da geçmek bilmeyen sıkıntılı dönemler.. Her halukarda -geride kalan, geçen, biten- bir şey. Velhasıl, bugün 8 ay evvel geldiğim ve bir şekilde yaşayıp bitirdiğim Iğdır'daki son günüm.
Küçükbey'im yolda. Bana geliyor. Bu kez beni almak için geliyor. Beni götürmek için. Özlem ve ayrılığımızı sonlandırmak için. Heyecanım had safhada. Mutluluktan gözbebeklerim kocaman olmuş. Yüzümün rengi ışıl ışıl. Ahh ne çok bekledim bugünü. Nasıl tuttum ayrı geçen günlerin çetelesini unutmuşum. Bir yanım da hüzün yok mu? Elbette var.. Yaşanmışlıklar adına, kazandığım ve kaybetmek istemediğim dostluklar adına, yeni tanımaya ve keyfini sürmeye başladığım bu şehir adına, daha nice duygu, düşünce ve paylaşım adına hissettiğim içten bir hüznüm var.. Hayatımın bir köşesinde güzel anılarla hatırlayacağım şeyler hepsi..Güzeldi, eğlenceliydi ve keyif vericiydi. Dönüp baktığımda tebessüm ettirecek türden hepsi. İyi ki'lerim var. Keşke'lerim hiç olmadı çok şükür. Hamilelik sürecimde evimden ve eşimden ayrı geçirdiğim büyük bir sınavı başarıyla bitirdim. Bu süreçte yanımda olan herkese çok teşekkür ediyorum. Yurt arkadaşlarım, okul arkadaşlarım, dışarıdan tanıdığım yeni insanlar hepsi ama hepsi beni destekleyerek anlayarak ve dinleyerek yanımda oldular. İyi ki oldular. Hepsini çok çok çok fazla özleyeceğim. Yine de biliyorum ki artık bundan sonrası sağ selamet..
Bu şimdilik kısa bir veda yazısı olsun. Iğdır'la ilgili düşüncelerimi ve az ya da çok naçizane görüşlerimi içeren bir paylaşım yapacağım.
Şimdilik son kez bavullarımı gözden geçirmeli, sevgili oda arkadaşım Ceylo ve yurttaki diğer kuzular Merve, Emine, Esra ve Gülseren için süpriz bir veda videosu hazırlamalıyım..
İstanbul'dan, evimden görüşmek üzere hoşçakal güzel blogum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder