2 Kasım 2011 Çarşamba

pretty woman.

Bu sabah uyandığımda üzerimde umursamaz bir dinginlik ve sakinlik vardı. Dün gece yaşadığım anlık öfke ve sinir patlaması yerini sakin sakin akan bir nehre bırakmıştı. Böyle olmayı ben de hiç istemiyordum hatta nefret ediyordum bu kötü duygu patlamalarından. Ama aynı zamanda engel de olamıyordum. Kendi kendime yaptığımın farkındaydım her şeyi. Bunun için mücadele etmeliydim. Zamanla böyle devam ettikçe kendimi erken yaşlandırıp önüne geçemeyeceğim hastalıklara davetiye çıkaracaktım. Bunun düşüncesiyle uyuyakalmışım. Uyanınca çok rahat ve huzurluydum. Bir kuş kadar hafif ve özgür. Kanatlanıp uçacaktım neredeyse.
Aynı dingin ve keyifli şımarık haller hala devam etmekte. Hele ki eve geldiğimde beni karşılayan koca bir paketle günüm daha bir şenlendi. Tekirdağ'dan can dostum Mervişim ve erkek arkadaşı Göken'in harika bir jestiyle ayaklarım yerden on metre havalara yükseldi, yüzümde en kocamanından gülümsemeler, teşekkür mesajlarım, falan güzeldi yani. Böyle hoş sürprizler de olmasa hayat gerçekten hiç de çekilecek şey değil!
Canlarım benim yaa!
Hediyeyle çekilmiş fotolarımı eklerim yakın zamanda, kendisi tam benlik!{küçükhağğnımm}

Yarın enfes bir buluşmam var.
Detayları bayram öncesi paylaşacağımdan şüpheniz olmasın ;)

Az evvel pencereyi aralayıp dışarıyı seyretmek istedim. Şaşırdım. Çünkü sağnak bir yağış başlamış. Pek keyiflendim. Şimdi blog yazıma bir nokta koyup yağmurun şıkırdayan seslerini dinlemeye gidiyorum.
Sağlıcakla kal.

Hiç yorum yok: