30 Kasım 2011 Çarşamba
the times that i feel myself just like a mango tree.
Zaman zaman kendimi bir mango ağacı gibi hissederim ben.
Bu akşam da o vakitlerden biri.
Kıvamım ve lezzetim tıpkı bir mango gibi.
Son zamanlarda en sık dinlediğim şu güzide insanlar kendimi bir mango ağacı gibi hissettiğim zamanlar için söylüyorlar.
Kendini benim gibi hissedenlere gelsin öyleyse.
27 Kasım 2011 Pazar
apple pie says:
Uzun zamandır yokum ortalarda. Kpss kursu, okul telaşesi, yapmam gerekenler, yetişmem gereken yerler, ıvırcık zıvırcık işler vs. derken uzak kaldım internet ortamından. Biriktirdim epeyce şey. Biraz vakit bulup hem kendime hem bloğuma zaman ayırabilsem anlatacak çok şeyim var. Son zamanlarda evrenin en parlak ve yüksek yıldızı benim başımın üzerinde parlıyor sanırım ^_^
Şimdilik bu mutlu.kutlu fotoğrafım size keyfimin tıkırında olduğunu göz kırpıp gidiyor ;)
21 Kasım 2011 Pazartesi
life lately.
Aslında ben her yere yanımda Paris'i de alıp gitmiyorum. Kimi zaman, ara sıra, bazen mobil telefonumdan da çektiğim fotolarım oluyor. Bunlar da genelde ya dediğim gibi yanımda Paris'in olmadığı ya üşengeçliğimden çantasından çıkaramadığım ya da bataryasının artık iflas ettiği zamanlara denk düşenler oluyor. Onları kurcalarken bu fotolarım için de bloğumda yer ayırayım istedim. Sonra böyle bir mini-foto-döşeli bir post çıktı ortaya. Zamanımın olduğu vakitlerde böyle mini mini mobil çekimi fotolarımı yayınlamamın sakıncası olmaz, hatta güzel de olur diye düşündüm. İlk bakışta instagram olayının bir benzeri gibi ama malesef ne bir ayfon ne de ayped kullanıcısıyım. İmrenerek bakıyorum bu harika teknolojik bebelerin sahiplerine. Özellikle de şu instagram olayıdır beni bitiren. Ama şu an namümkün bir durum söz konusu. Ben kendi çapımda çekimlerime mobilimden devam edeyim. Instagram.sız mini fotolarımla başbaşa bırakıyorum sizleri.
Nasıl olmuş?Fena değil, değil mi? ;)
havuçlu göbek salata & ice tea mango.
Akşam yemeği. Kardeşimle annemin ağız şıpırtılarını yanıma aldığım 4 kişilik yemek masası. Atv ekranlarında canlı yayınlanan Esra Erol'un programına evlilik kurumunun kutsaliyetine inancını yitirmiş ama yine de rahat ve tapulu bir ev, alta çekilen kıyak bir arabanın ayakları yerden kesen konforu, cebi para dolu bir adam/kadının yanında yaşamının son zamanlarını keyifle süreceği vaadini almak isteyen, hayatın sillesini yemiş insancıklar.
Akşam vakti anlamsız bir enerjinin ve keyfin herbir yanımı sarması. Kendimi komşuma çaya davet ettirmek fikrini hayata geçirme dürtüsü ve telefona sarılıp; "Meralciğim bu akşam müsaitseniz size çaya geleceğim. İki dedikodu da yaparız hem kızz!" demenin komik şımarıklığı. Komşu kızları stayla çantama tüylü ev gezmesi terliğimi atıp, depremzede çocuklarım için ördüğüm ebruli renkteki atkımı da yanıma alma hazırlığı.
Nahoş bir güzellikte dilimde en şımarık şarkılar var bu akşam.
Eğlen güzelim gününü gün et..
Anlatacak çok şeyim var ama öncelikle bu halet-i ruhiyemi bir kayda geçireyim.
Özellikle de Tüyap'tan geriye kalan fotolarım, kpss hazırlığım, hayatımın içine sıkışan minik anektodlarımla tez vakitte yine uğrayacağım.
Şimdilik see you later, alegator!
[içime kaçan küçük bir hanım selamlar sunar :]
Akşam vakti anlamsız bir enerjinin ve keyfin herbir yanımı sarması. Kendimi komşuma çaya davet ettirmek fikrini hayata geçirme dürtüsü ve telefona sarılıp; "Meralciğim bu akşam müsaitseniz size çaya geleceğim. İki dedikodu da yaparız hem kızz!" demenin komik şımarıklığı. Komşu kızları stayla çantama tüylü ev gezmesi terliğimi atıp, depremzede çocuklarım için ördüğüm ebruli renkteki atkımı da yanıma alma hazırlığı.
Nahoş bir güzellikte dilimde en şımarık şarkılar var bu akşam.
Eğlen güzelim gününü gün et..
Anlatacak çok şeyim var ama öncelikle bu halet-i ruhiyemi bir kayda geçireyim.
Özellikle de Tüyap'tan geriye kalan fotolarım, kpss hazırlığım, hayatımın içine sıkışan minik anektodlarımla tez vakitte yine uğrayacağım.
Şimdilik see you later, alegator!
[içime kaçan küçük bir hanım selamlar sunar :]
17 Kasım 2011 Perşembe
14 Kasım 2011 Pazartesi
bir kahve molası.
Ben en çok kahve molalarını severim..Garsonların sıcak bir tebessümle gelip servis açmalarını, çikolata dolu minik kaseleri masamıza bırakmalarını, siparişleri aldıktan sonra da orta şekerli Türk kahvelerimizi yine aynı tebessümle servis etmelerini seyretmeyi severim. O kahvenin damağımdaki tadını, uzun vakittir görülmeyen dostun karşımdaki sohbetini, aklımda anlatacaklarımı isiflediğim bir baloncuğun pembe rengini ve gözlerimin pırıltısını hissettiğim o keyif verici an'ı yaşamayı severim..
Kırgınım belki ama bir kahve tadı beni kendime getirmeye kafi.
Bu yazıyı okuyan herkes kalkıp kendine istediği tarzda bir fincan kahve yapsın.. Sonra şu güzel parçayı fona koyup bir dursun, dinlensin, huzurlansın.
Lütfen, hatrım için...
Sevgilerimle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)