Mayıs ayı yoğun geldi..Tatille geldi ama bir sürü işi gücü de peşinde sürükledi desem yalan olmaz..
Defter, notlar, kalem, planlar, eksikler, yapılacaklar, minimalist olma çabaları, fazlalıklardan kurtulmak için yapılacaklar listesi, Neva'mın yaklaşan doğumgünü hazırlıkları, badana boya işleri, bahar temizliği ve daha hatırlamadığım bir sürü şey!
Gözümde büyüyor hepsi. Ama bir yerden de başlamak zorundayız.. Not alarak, planlayarak, hesaplayarak yapmamız lazım ama.. Çok iş olunca nereden başlamam gerektiğini yazarak belirlemem lazım. Artık eskisi gibi aklımda tutamıyorum her şeyi. Anne olduktan sonra kafam binbeşyüz parçaya bölünüyor. Ve evet bunu unutmamalıyım dediğim şeyi bir saat geçtikten sonra bakmışım ki unutmuşum.. Sürekli notlar tutmak zorunda kalıyorum.
Hevesle başladığım birçok şeyi tamamlayamıyorum. Yarım bıraktığım işlerden de utanıyorum. Bu akşam yapacağım dediğim işlerim yorgunluktan ve uykusuzluktan ertesi güne, ertesi güne ve sonraki ertesi güne kalmış.. Evde yardımcım yok. Her işe kendim yetmeye çabalıyorum. Annem Neva'ma bakma konusunda yorgunluğumu hafifletiyor ve sağolsun/varolsun yemeğimi az çok da olsa ev işlerime yardımcı oluyor.. Ama insanın düzeni kendinden soruluyor bu yüzden tamamlayıcı olan kişi ben oluyorum. Ee bir yandan da okul ve okul işlerim olunca ahtapot gibi hissediyorum kendimi. Bir anda bin parçaya bölünmek diye buna diyorum. Şikayet değil ama yorgunluk bahsettiğim şey. Ciddi anlamda yorgunum. İyi hissetmeye çabalıyorum kendimi. Ufak tefek bakımlar, bir küçük fincan kahve, iki satır cümle kitap derken tazeleniyorum ama. Bir de fırsat buldukça kaçıyoruz şehir kalabalığından. Nisan ayında Bursa seyahati, Mayıs ayında Marmara Adası arada bir soluk alıp kendimizi daha da iyi hissetmemizi sağlıyor. Ahh konu nereden nereye geliyor değil mi?
Neva'mız da büyüyor bu arada.
Artık tıpış tıpış yürüyor benim minnoş kızım.
Maşallah ona!
Sağlık, sıhhat, güç ve kuvvet dolu nice güzel günlerimiz olsun..
Ben şu yoğun Mayıs ayını hayırlısıyla atlatabileyim..
Sonrası günlük güneşlik :)