Standartiz.
Her şeyiyle standart, benzer, klişe, normal bir hayattayız.
Yüzündeki makyajı temizlemeye üşenen, bir bardak suyu kalkıp doldurmayan, tv.deki saçma salak prog.la vakit öldüren, gidişattan dem vurup sus pus kalan bir haldeyiz.
Hayatın tek ve umutlu yanı var o da dört harfli: NEVA.
Teselli cümlesi değil bu hakikat!
Onun sabah kıpırdanışlarıyla uyanmak, gün içinde bitmek bilmez coşkusuna ayak uydurmaya çalışmak, "Yakaladım ben seni şimdi" sesleriyle peşinden koştuğumda geri baka baka heyecandan çıldırırcasına yürümeye hatta koşmaya çalışmasını pırıl pırıl gözlerle seyretmek, yemek yediğinde "Amaaannn olsun yeme bebeğim sonra yersin." deyip tabağı buzdolabına kaldırmak, ben oturma odasında koltukta bir şeylerle meşgulken onun oyuncaklarıyla sessiz sakin ama büyük bir ilgiyle ve merakla oynamasınu göz ucuyla takip etmek, omuzlarıma alıp onu koştur koştur evin içinde dans etmek, şarkı söylemek, disko disko nağmeleriyle kudurmak, fotoğrafını çekmeye çalışmak (!! : evet artık fotoğraflarını çekmek eskisi kadar kolay değil, kameraya sürekli uzanan 2 minik meraklı el var çünkü karşımda artık!) ve aklıma daha gelmeyen bir sürü şey..
Bunlar daha evvel yaşamadığım türden hakikatler işte..
Hayatımdaki en güzel rengim o.