Uzun bir tatil arasından sonra blog sayfamı üzerini kaplayan örümcek ağlarını bir yana sıyırıp aralıyorum. Ne var ne yok bir kolaçan etmek için değil gelişim, biraz anlatmak, biraz konuşmak ihtiyacımı gidermek için.
Bahsetmiştim Ordu'ya gideceğimden. Gittim. Yaklaşık 20 gün kadar oradaydım. Birkaç günlüğüne bir arkadaşımın düğünü için Trabzon'a gidip geldim o da karadeniz sınırları dahilinde olduğundan fark yapmadı. Ordu'da kuzenimin kınasıydı, düğünüydü, foto çekimleriydi [ ki bu konu en üzüldüğüm şey oldu çünkü yapmış olduğum dış çekimlerin hiçbiri elimde değil hepsi Ordu'da kalmış :( ] derken ilk haftayı fena koşturmalı bir şekilde geçirdim. Sonraki hafta can dostum Denizcanım'ın gelişiyle eğlenceye dönüştü. Gezdik, dolaştık, dertleştik, eğlendik, en nadide köşelerde en serin sodalarımızı ve en tavşankanı çaylarımızı içtik. En güzel zamanlarımı da onunla geçirdim zaten. Sonrasında akraba ziyaretleri vs. klasik bir Ordu gezisi oldu. Geri döndükten sonra birkaç gün Gebze'de dinlenme molası verdim kendime. Beylerbeyi'ne gidip Halil Abimin doğumgününde eğlendik. Sonrasında ver elini Bursa. 4 gün de orada dostlarım ZuZu, Merviş ve Nehal'le eğlenceli vakit geçirdik. Ev arkadaşım Çit'le 1 yıldır biriken özlemimizi az da olsa dindirdik derken geri döndüm. Bugün nihayet evimdeyim. Yaklaşık 1 ay oldu ve ben tatilden dolayı yoğun ve katı bir yorgunluk hissediyorum her yanımda. Kendimi toparlama ve dinlendirme arzusu içindeyim. Okumak, yorumlamak, dinlemek, söylemek, hazırlamak, vb. eylemleri sonuna dek keyifle yapmak istiyorum vefakat biraz molaya şiddetle ihtiyacım var. Şimdi müsadenle bir soluk alıp soğuk bir su içeyim devam edeceğim yazmaya, anlatmaya, içimdekileri birer birer boşaltmaya..
p.s. Bu fotoğrafım tatilim boyunca verdiğim en güzel poz olarak profayl pikçır olma şerefine nail oldu. Bloğumdan da mahrum bırakmak istemedim. Bu arada çektiğim 25 GB'lık fotoları burada da yavaş yavaş yayınlayacağım sindire sindire.. Şimdilik ciao!