2 Nisan 2011 Cumartesi

bahar yorgunu.



Nisan.

Ayların hası, güzeli, özeli, doğumun bereketi, mutluluğu, keyfi.

İlk nisan yazımı da bu yıl bana gelmekte hayli inatçı davranan bahar coşkusundan arınmaya çabalayarak yazıyorum. [şu an sarfettiğim eforun haddi hesabı yok öyle yani!]

Geçen yıla istinaden bu yıl yorgunum, durgunum, her türlü coşkudan uzak bir hallerde yabancı bir benliğim benliğime karşın.

Nedenini bilmiyorum. Kafamın içinde süregiden karmaşadan yaşam enerjim düşmekte anbean, günbegün, zamanbezaman.

Halbuki bu değil benim felsefem, bu değil benim istediğim.

Coşkuyu severim ben, enerjiyi, kıpırdanmayı, üretmeyi, üretilene hayranlık duymayı, sevmeyi, katıksız sevilmeyi ve daha onbinlerce şeyi.


Samuel Beckett'ın Melone Ölüyor isimli kitabını okuyorum şimdilerde.

Bir söz geçiyor altı çizilen satırlarımdan birinde. Şöyle diyor:


"Dünyaya gelmeli, doğmalı önce, yani karbondioksitle tanışacak kadar yaşamalı. Sonra da teşekkür edip gitmeli."


ve bir başka satırda da şöyle:


"Hadi uyan, keyfini çıkaralım hayatın, kısa bir süre sonra öleceğiz nasılsa."


Zamanın kısalığından, yaşamın faniliğinden, olmayan coşkuyu yaratıp harekete geçirmekten yana beni tetikleyen iki harika satır arası oldu.

Teşekkürler Samuel.


Bulanıklaşan ve her geçen gün biraz daha kalabalıklaşan beynimin içindeki kuru gürültüye inat toparlayacağım kendimi.

Ben 'bana' kavuşacağım.

Çabalıyorum.

İnan buna.

Çok çabalıyorum.

Sonucu olumlu olacak.

Kirli sulardan tertemiz berrak turkuaza kucak açacağım günler çok çok yakında.


Hem Nisan benim doğum ayım. Şunun şurasında hepitopu bi 17 gün sonra doğmuş olacağım 25. yaşımı coşkuyla, sevinçle, neş'eyle karşılamalı, üzerimde rengi atmış halet-i ruhiyeyi bir kenara bırakıp yeşermeli, çiçekler açıp, şarkılar söylemeliyim.

16 Nisan'da dostlarım gelecek yanıma yöreme çiçekten tacımı yapıp onları karşılamalıyım.

Hatta şimdiden hazırlansam iyi olacak.

O vakte ancak hazır olurum.


Bir de bir yukardaki pozuma bak bir de aşağıdakine.

Ruh içindeki gelgitlerin dışa yansımış kontrastı.

Biticek biticek bi şeycik kalmıcak söz.



Kucak dolusu sarıp sarmalayarak gidiyorum.

Yine gelicem merak etme.

Hem de dopdolu!

3 yorum:

Damlo dedi ki...

geçmemesi imkansız. o bünye rengarenk olmalı! doğası gereği!

yıldız dedi ki...

Ben bu satırları okurken çok sevdim evet öyle olmalı dedim bahar çocuğuna yakışmaz dedim,alıntı yaptığın cümleleri de sevdim,kitabını pek merak ettim.
Sonra dedim ki nisan benim de doğum ayım,Yeşocanla aynı ayda doğmuşuz;)))

küçükhanım. dedi ki...

damlocanım iyileşiyorum kuzum çok çabucak hem de!

Yıldızcanım demek sen de nisan bereketinden nasiplenenlerdensin çok mutlu oldum!
nice mutlu nisanlara hep birlikte :)