Bugüne bugün 1 haftalık öğretmenim efendiler!
Naaberr???
Derslere girip çıkıyorum, öğrencilerle uğraşıyorum 5-6-7-8.sınıf ingilizce ders kitaplarını inceliyor, farklı nasıl etkinlikler yaptırabilirim diyor, devlet okulundaki eğitimin içler acısı haline inat idealist bir öğretmen havasında çocuklara sadece ingilizce öğretmekle kalmıyor ek bilgilerle beyinlerinin 2 lobunu da harekete geçirecek aktiviteler yaptırmaya çalışıyorum.
ilk haftadan Yeşim Hoca'dan illallah etmedilerse nolim :)
Boyum 155cm. olunca devreye soktuğum sevgili topuklu ayakkabılarımla tık tık uzun koridorlar boyunca yürümek, sınıfta öğrencilerin arasında dolaşmak, nöbetçi öğretmenliğin ne menem bişey olduğunu yine bu topukluların üzerinde yaşamak gerçekten hiç akıllı işi değilmiş şu 5 günde bunu anladım.
Güniçinde canım bunca yandığı için, eve adım atar atmaz hiaaaaa!! diyerek ayaklarımdan kendilerini (topuklularım) portmantonun en ücra köşesine fırlatmak ve ayağımın altında yumuşacık kıvrınan halının o -gerçekten- iç gıcıklayan rahatlığına gevşek bir gülümseyişle kendimi bırakmak kadar keyiflisi yok!
Belki de en güzeli çalışma ortamımın samimiyeti ve güzelliği.
Müdür ve müdür yardımcısıyla çok görüşmüyoruz..
Öğretmenler odamız çok sıcak aile yuvası gibi :)
Elif, Yasemin, Tuğçe, Gülşah kafama denk öğretmen arkadaşlarım.
Diğerleri evli ablalarımız ve beylerimiz de baba ve abi kıvamında. Çok güleryüzlü ve içten bir ortam var. [tabii bunda kalabalık bir kadronun olmamasının da etkisi var.]
Sevdim yani.
Keyifle çalıştım, çalışacağımdan da şüphem yok.
Yalnız daha önce hiç düzenli bir iş deneyimi olmayan bir kişi olarak Cuma günü mesai sonunu beklemenin nasıl bir tad olduğunu bugün anladım ya en güzel his buydu sanırım.
Tamam ilk kez bir sınıfta, kendi öğrencilerimle ders işlemenin tadı da bir başka ama en güzeli yine de mesai bitimiydi..
Pazartesi sendromu'nu da kıçımı devirip dinlendiğim şu koca 2 günün sonunda göreceğim bakalım nasılmış ;)
Buarada yeni KPSS tarihi de belli oldu.
31Ekim 2010!
Zaten çoktan başlamış olduğum "tekrar hazırlık sürecimin" kesinleşen tarihiyle şimdi planlarımı daha koordineli bir hale getirmem gerektiğini düşünüyorum.
Hepi topu 1 aylık bir zaman içine sıkıştırabildiğim kadar soru sıkıştırmayı planlıyorum.
Bunun için de son bir kez atağa kalkıp bu kez hiçbir yanlışlığa ve de haksızlığa pabuç bırakmadan alnımız akıyla işin içinden çıkıp kadrolu öğretmen olarak işe devam etmek istiyorum.
Dileklerimiz gerçekleşir umarım.
Bu hengamenin içinde asıl beni en çok etkileyen mevzu Onur'suz geçen zamanların içimde ve dışımda nasıl büyüdüğü!
Özlem kelimesi yakışmıyor içimdeki derin görme/hissetme/duyumsama arzusunu tasvir etmek için..Öyle yalın ve çıplak.
Yüksek bir tepenin zirvesinden aşağıya çığlık çığlığa hissettiklerimi bağırmak ve gözlerimden akan yaşları rüzgarın yüzüme yüzüme eserek alıp götürmesi kadar pastoral.
Ve kimselerin anlayamayacağı kadar karışık.
Böyle hallerdeyim.
Dokunsan ağlarım.
Hiç susmam.
Öyle.
..Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
Sevdayı
Ve köpüklendir
Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
Öğrenmez ama öğretir mutluluğu
Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
Biraz da herkes içindir.
Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
Var eden kendini birincisinden
Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
Edip Cansever.
4 yorum:
kuzum benim okulumda da ingilizce öğretmni açığı var, 31inden soonra yaz gel yanıma birlikte çalışalım:) bizim okulda güzeldir:)
nasip kısmet diyelim kuzum..belli mi olur belki aynı okulda çalışan iki meslekdaş oluruz, mis olur.
:)
:) Yeşocancık... İyi ki bizim okulumuza geldin,gerçi hoş senin de okulun artık :) okulumuzun ortamı senin gelmenle daha da şenlendi... Genç, dinamik,kıpır kıpır bir kan geldi Beylikdağı İlköğretim Okulu'na. (Her ne kadar kendi binamızda olmasak da)
Yüreğinden geçenleri ne de güzel aktarmışsın. Sayfana abone oldum bilesin... Lakin son yazılarındaki mutsuzluk ifadeleri en az benim kadar sana da yakışmıyor. Yeni tanışmış olmamıza rağmen Biz seni çok sevdik,seviyoruz... İnsanın seviliyor olması değerli olduğunun göstergesidir. Sen değerlisin. Herkese bazı dönemlerde belli şeyler üstüne gelmiş gibi görünür, ama zaman geçer çok mutlu olursun :) Biraz sabır. En kısa zamanda bir TABU partisi yapalım... Gülmekten dalağımız ağrısın, hayatın tadını çıkaralım. Hatta o güzel ellerinden her ne salatası olursa olsun ondan yiyelim :D İyi ki seninle tanıştık ve diğer yeni gelen arkadaşlarla... Çalışma ortamındaki huzur gibisi yok.hmmm :D ve mutlu bir gülümsemee... :D Ya da Geçip gidenn huuuuu zamanları huuuuuu bir yerlerde bulsammm... :D yarın okulda görüşürüz... Muck muck muck...
my city artık 4 sınıflarada giriyor..bu okulda benimde ilk yılım.daha önce altı okul değiştirmiş biri olarak:))) bu okula geldiğim ilk günden beri sıkılıyordum ama sanırım yavaş yavaş gebze'de yaşam alanı oluşturabiliyorum.sayende yabancı müzik bile dinledim yani hayatımda bir saat boyunca ilk kez:))neyse yankee go home go home fazla şımarmadan:)
Yorum Gönder