30 Ocak 2010 Cumartesi
road to walkin' walkin' walkin' :)
27 Ocak 2010 Çarşamba
üçgülü.
hatta bir röportajında demiş ki : "anasını satayım ülen!alıp götürüyorlar beni bilmediğim coğrafi koşullara,koyuyorlar saksının içine bir de al bakalım camgüzeli kılıfı hoooppalaaaa! yetiş yetişebilirsen..bana lazım su-yağmur-arada bir de nazlı bir güneş havası ohhhh! demeyin keyifcağazıma "
ben kendisinden pek hazetmem! ama "yoo..yoo..aynı çatı altında da kat'i surette yaşayamam!" demem..anne hatrı işte ne yaparsın..şimdi de bak utanmadan pis-pis kokularını salıyor inadına inadına!
tööööbeee :D
neysem..fazla bir bilgi dahilinde olmadı yazdıklarım ama inanın bu kadarına yetti canım cancağazım:)
gelelim benim "gerçek" anlamda paylaşmak istediğim düşüncelerime..2gün evvel Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı isimli kitabını bitirmiştim..ve kitaptan dehşet derecede etkilenmiş-kendime yakın bulmuş, aramızda da duygusal anlamda epey bir yakınlaşma olmuştu..yalnız ilişkimiz yastığımın altında pneklemekten öteye geçememişti..
bu yazarın yakın zamanda çıkarmış olduğu-bakmayın yakın zaman dediğime 1yılı geçgindir çıkan kitabı- Bin Muhteşem Gün isimli kitabını okumak istiyorum..yorumları oldukça iyi..bu da kitabı okumam için yeterli sebep.-sevdiceğim de okuyup onaylayınca daha çok okumak istedim-
yalnız bende de bir huy var..bir yazarın üstüste iki kitabını okuyamıyorum..yani hoşlanmıyorum ardarda okumaktan..araya başka bir yazarı katık yapıp ardından tekrar dönebiliyorum ama işte araya mutlaka bir başkasını katıcam yani :) şimdi seçilenler arasında İskender Pala'nın Katre-i Matem isimli kitabı var..okumaktayım kendilerini..dili pek bir ağır olsa da ağır aksak devam etmekteyim okumaya..
bakalım..zaman içerisinde olumlu-olumsuz yorumlarımı yazıcam zatten :D
hazırlıklarımı tamamlamak engüzeli..buarada kadriş ve nazo'yu da davet ettim bize.. "girls in pyjamas" modunda dolaşacağız evde :D heeeyyooo!! :D
bir şarkı tuttum içimden hoooppp! : pink martini/ sympathique
26 Ocak 2010 Salı
sükunet.
25 Ocak 2010 Pazartesi
yeni el yapımı şalım :)
seviyorum böyle ıvırcık zıvırcık işlerle meşgul olmayı..yeni şeyler tasarlayıp gerçeğe dönüştürmeyi..bu yıl oldukça fazla şal-atkı-vs. yaptım..yaparken de acayip keyif aldım..bunun ismini de fındık kurdu koydum :) eskiden örgü-dikiş-nakış desek babannelerimiz gözümüzün önüne gelirken şimdi -teenage- aşamasını geçip bizler de onların yolunda yürüyoruz..ve gerçekten insanı acayip rahatlatan bir gücü var el-işlemenin..
24 Ocak 2010 Pazar
kardankeyif :D
karların içine gömülmek ve böyle gülücüklerle onu hissetmek paha biçilmez! :D
uuu..betty betty boop! oldum,mutlu oldum,keyif doldum..and blah..blah..blah.. :D
bunlar karın keyfli anlarındaki yüzümde beliren mutlu çocuksu sevinçler :)
23 Ocak 2010 Cumartesi
yaş-şa-sın! KAR! :)
evet! an itibariyle lapa-lapa yağan karı hissetmek-yaşamak-solumak-ve tadını çıkarmak için "yalnız da olsam" dışarı çıktım..öyle güzel yağıyor ki insanın içinden şen kahkahalar atarak eğlenesi geliyor! ben de yalnız kalmayayım diye sevdiceğimin armağanı küçükhanım'ı yanıma aldım..hem onunla eğlendim hem de sevimli bir kaç kareye sığdırdım resmini. o da kar'lı anlarıma ortak oldu böylece ;)
mutlu karlı kışlı günler..
içim gidiyor..
kırmızı tren*
22 Ocak 2010 Cuma
1..2..3..mim! :)
ilk kez başıma geliyor ve çok heyecanlandımmmm!
üzerine afiyet bir de kar yağıyor ki şu satırcıklarımı iliştirirken yeni kaydıma sormayıverin gitsin ;)
amanın da amanın! çok neş'eli ve keyf doluyum! yaş-şa-sın yağan kar taneleri!
dışardan içeri az evvel girdim..açtım ağzımı kocaman kahkahalarla döne döne yuttum her bir pamuk tanesini..beklediğim buydu işte dedim..buydu ve oldu!
benden keyflisi şam'da yer elması :D
gelelim beni mim'leyen sevgili Yıldız'ın merakettiği 7 değişik özelliğime..değişikten ziyade genel özelliklerimden bahsetmek daha güzel olacak diye düşündüm..şimdi sıralarsam 7 değil 7777 tane özelliğim fırtlayıp çıkacak ya dışarı neysem :D
1- iflah olmaz bir koleksiyonerim..herşeyi toplama alışkanlığım var..ya da elzem olacağına inandığım herşeyi satın alma..kalemler,etiketler,dipte köşede kalmış ama kimselerin de dönüp bakıp almayacağı türden şeyler..bir gün lazım olur düşüncesiyle alırım ve hep lazım olur ;)
bu açıdan herkesin ihtiyacı olacak türden malzeme-hırdavat-ıvırcık zıvırcık pek çok şeyi ufacık tefecik mutlu evimin çatısı altında barındırmaktayım ;)
2- yenilenebilir bir enerji kaynağına sahibim. evet evet! yanlış duymadınız! ne kadar yorgun olursam olayım yine de bişeyler yapabilecek enerjim her daim vardır..gün içerisine pek çok şey sığdırabilirim..her işte parmağı olan cinslerdenim :)
bkz.sabah 7 de kalkıp 2 tane zorlu sınava girer, ve sonra eve gelip bavul hazırlayıp en az 7 saatlik yolculuğa çıkar, ve sonra gittiği yerde kıpır kıpır hareket-bereket faslına iki dakka oturup dinlenmeden dışarı çıkar,ve sonra gezer dolaşır gecenin bir yarısı eve girer, ve sonra televizyonda ilgisini çeken bir programa takılıp kalır hemen bir kahva-çay eşliğinde dostlarıyla takadi yenilenene kadar programdaki ana konu üzerine yorumlar yapar ve sonra uyur :)
3- el işleme-örgü-dantel-dokuma-resim-seramik(ki özellikle de seramik)-dekorasyon-restorasyon-ve daha bunlar gibi pek çok şeyle özel olarak ilgileniyorum..resim konusunda eskiden daha çok iddialıydım hatta pek çok ödülüm var ama şimdi çıtayı biraz daha yükseltip ilgi alanımı biraz daha genişlettiğim için genel olarak Güzel Sanatlara karşı kendimi becerikli hissediyorum..ve yapıyorum da ;)
4-kahvaltı sofralarına karşı bir zaafım var..yemek ikinci sırada..kahvaltı sofralarının görselliği çeşitliliği ve keyfine aşırı düşkünüm.ve de yemek pişirmeyi-evimde dostlarımı ve misafirler ağırlamayı çok seviyorum..eğer iş kadını olmasaydım -harika bir ev kadını- olabilirdim..ama olsun ikisini birarada pekala güzel yürütebilirim :)
5- kalbim ege'de kaldı diyenlerdenim!
çanakkale'de okudum 4 yıl..ve gerçekten Ege'ye aşık oldum..aslen karadenizliyim.ama nedense Ege'ye farklı ve samimi bir yakınlık hissediyorum.ege mutfağı,ege insanı, ege lezzeti ve tadı bambaşka! :)
6- hayatın ayrıntılarda saklı olduğuna inananlardanım! ve "insancıl" duygularım aşırı gelişmiş durumda..çok düşünceli, merhametli, hoşgörülü,ve fazlasıyla güler yüzlüyüm..bunun zaman zaman dezavantajlarını görsem de bu -iyilik- huyumdan vazgeçemiyorum..insanları mutlu etmek, ve onları mutlu görmek hayattaki en güzel his-ve doyum bence..buna göre ayarlamışım kendimi..buna göre yaşıyorum..ve de elbet karşılığını alıyorum.. :)
7- ada yaşamını çok seviyorum.bugüne dek pek çok adayı gezdim -özellikle de ege kıyılarındakileri- ve oradaki yaşamı çok seviyorum..ada insanlarının sevinç ve mutluluk dolu sohbetlerine bayılıyorum..insan gibi insanlara hayranım!ve ada insanlarında bu insancıl sıcaklığı daha fazla hissetmek onların yaşamına daha çok imrenmemi sağlıyor..ve hayatımın bir bölümünü inşallah Ada'da yaşayarak geçirmek istiyorum..bir nevi -miss robinson crouse- hahha! :)
8- hımmm..7'yi geçtim sanırım..olsun devam edeyim biraz daha ;)
lunaparkları çok seviyorum..ve balonları..ve şekerlemeleri..ve kıyıda köşede kalan eski tatları..kıymet bilmeyi ve değer vermeyi hakeden pek çok gerçek lezzet var..sevgili dostum Denizcan sayesinde bunlarla tanışma olanağı bulmak ve her geçen gün bambaşka lezzetlerle tanışmak heyecan verici..özellikle de - baylan pastanelerinin CUP GRİYE-si eski tatlara enn güzel örnektir benim için ;)siz de deneyin derim -kadıköy'de şubesi var- ;)
9- fotoğraf çekmek benim için bir tutku. çok seviyorum an'ları karelemeyi ve en içten dileklerimden biri de tam olarak mesleğime giriş yaptıktan sonra profesyonel bir fotoğraf makinesi alabilmek..bunun için epey bir zaman var belki ama birgün sahip olacağım bu güzellik için şimdiden heyecanla beklemedeyim..gelsin hele ;)
10- eski tarz şeylere karşı düşkünlüğüm var..nedir?vintage olan herşey..
1950'ler 60'lar tam benlik..madmen dizisinde hatunlar ne giymiş neler varmış aksesuardan,takıya,giyim kuşamdan yaşam alanlarına dek pek çok şeyi takip edebiliyorum ;)
ve elimdeki imkanlarım dahilinde kendime ona göre bir tarz oluşturuyorum..ve bunu yaparken de inanılmaz büyük bir keyf alıyorum ;)
11- 'pazar' alışkanlığım gelişmiş durumda ;)yani mağazalardan giyinip kuşanmak yerine pazarlardan giyinmek bana daha ucuz daha mantıklı ve daha keyf verici geliyor;) tezgah tezgah dolaşmak, o insna karmaşasına bulaşmadan sabahın erkencik bir vakti çıkıp yola semt pazarlarından en büyük ve en bol çeşitli olanına girip istediğin herşeyi -çok daha ucuza- bulabilmek beni çok mutlu ediyor ;) mağazaları dolaşmayı da severim.ancak outlet olduğu müddetçe! ;)
yoksa içim acır milyonlar verilerek aldığm ürünlere bakarken :(
hep derim -Devir Ekonomi Devri- pazarların tadını çıkar ;)
12- hiç bir zaman aşağılık kompleksim olmadı..neysem oyum!
yalnız her zaman istemişimdir şöööyleee COOL GIRL tarzında bir hatun olayım diye ..ama bunu hiç yapamamışımdır..beni tanıyanlar ve kendim bilirim ki ben hep -evin küçük yaramaz ve eğlenceli- kızı olmuşumdur ;) hayat boyu da böle devam edecek gibi ;)
13- çoğunlukla iyiyim-hoşum-hayatın keyfini sürmeyi sevenlerdenim..yaratıcılık ve kinetiklik benim için vazgeçilmez unsur..sıradanlığı ve monotonluğu hiiçç mi hiiçç sevmem!
hatta derim ki; - durağanlıkta hiç bir yaratıcılığa yer yoktur..hareket gerek bize hareket!-
şimdi de aklıma sevgili nietzsche'nin özlü bir sözü geldi..yeri gelmişken de hemen paylaşayım istedim :)
"bilginin her türü ıstıraptan gelir.Sefahat; duraklamak ve geriye bakmamak eğilimindedir. Oysa, acı hep nedenleri sorar..İnsan ağrılarda incelir. Sürekli kurcalayan törpüleyen acı, ruhun toprağını altüst eder..yeni düşünce meyveleri için gerekli havalandırmayı sağlayan da bu altüst oluştur."
14- yalnız iyiliğe inat bir de depresif yönüm vardır..aslında fazlasıyla uçlarda yaşayan bir insanım..kendimi böyle tarif etmekten de çok büyük keyf alıyorum ;)
hatta üni.de prof.um bana "Yeşocan sen de bir sanatçı ruhu var.ya çok mutlusun -hazzın doruklarında- ya da çok mutsuz ve depresifsin -yerin altında- ve bu da senin gerçekten sanatçı yönünün ağır bastığından kaynaklanıyor." demişti..bu söz üzerine uzun çok uzun zaman düşündüm..ve evet hakverdim nefret ettiğim bu prof.a ;)
15- iyi yönlerimin aksine her insan da var olan kötü yönlerim de var..özellikle de fazlasıyla aceleci-sabırsız-aniden öfkelenip durulan-beklentisi koşullara göre genelde hep fazla olan bir yapım var..ama Yeşocan halinden hep memnun ve Kalender Meşrep bir hayatı benimsemiş tarzda bir insan..
ehh bir hayli anlattım sanırım kendimi kendi ölçütlerimle..beni tanıyanların ve bilenlerin elbet buna katkısı olacaktir..şimdilik(!) aklıma bu kadar geldi..biliyorum epey geldi ama daha pek çok şey geride içimde taaa derinde ;)
sevgi ve dostluk ve içtenlikle :)
hehe..an itibariyle içimden güzel bir şarkı geçti..seni seçtim ;
21 Ocak 2010 Perşembe
handmade.
evet sevgili kuzenim Aslıcım ve ex-ev arkadaşım çit için hazırlamış olduğum el emeği- göznuru hediyelerimin bir kısmını bitirdim..çit'in şalının ismi bademli lokma, Aslıcımınkinin ismi de püsküllü naciye :)
şimdilik bu ikisini süsledim püsledim-alladım pulladım bloğumda paylaştım..çok da hoş oldular..boyunları bu soğuk kış günlerinde sıcacık tutacaktır :)
insanlar genelde şalı omuzlara amak için kullanırken ben boyunda aksesuar olarak kullanmayı tercih edenlerdenim..daha şık ve güzel görünüyor..öbür türlü kullanıldığında -haminne- tarzı oluyor gözümün önüne babannem geliyor :D
aslıcım gelemiyor belki ama kargoyla hediyelerini bir paket yapıp yollamayı düşünüyorum..ufak tefek hediyecikler..insanın yüzünü aydınlatan, minik sevinçlerle yüreğini kıpır kıpır eden cinsten ;)çit de zaten geldiğinde alacaktır hediyesini ;)
başka yaptığım tasarımlar da var..yakında onları da paylaşıcam..gözler bayram etsin ehehe :D hava buarada hala kar yağdırmadı yeryüzüne..bekliyorum çocuksu heyecanımla! cumartesi gelsin kar yağsın dışarı çıkayım yüzümü süreyim gökyüzüne de ben de kardan nasibimi alayım ;)
bugünkü müzik dinletimde seni seçtim duffy : duffy-mercy
mutlu huzurlu gül tadında günler dilerim..20 Ocak 2010 Çarşamba
yoğunlaşma.
-evet belki hala eski tas eski hamam usullerdeyiz..evimiz doğalgaz-sız ya da kalorifer-siz..olsun yine de geçniip gidiyoruz biz..-
sobanın üzerinde de bir demlik dolusu taze demlenmiş çay..saat 5'i geçmiş..akşam karanlığı yavaş yavaş çöküyor Gebze'ye..ben de arada bi dışarı bakıp penceremden "kar yağsın..ne olur..ne olur..ne olur..lapa lapa- pamuk pamuk- ince ince -süzüle süzüle- kar yağsııınn!!" diye iç çekiyorum..dün biraz biraz heveslenmiştim..evet belki hava beterdi çarpmıştı beni keskin soğuk ama olsun en azından ben bilirim ki yağan kar her bir şeyi yumuşatır..
dün denizcanım'la da konuşmuştuk..yağan karın kendine has yumuşacık sessizliğini..hani sessizlikle sesin aslında birbirne girdiği sadece kar yağarken hissedilen türden bir ses bu..bir huzur..bir minnet ve neş'e kaynağı..
çok soğuk esen rüzgara, kesip geçen derin yaralarla elinin üzerini parça parça yapan soğuğa karşı en güzeli yumuşacık yağan bir karın sessizliği olacaktır..
buna ihtiyacım var.bu sükut dolu keyfi seyredalıp gitmeye ihtiyacım var..-an itibariyle-
aslıcım da istanbul'a gelme planlarından vazgeçti havanın karadeniz tarafında etkili olmakta olan sert yüzünden dolayı..televizyon ve diğer pek çok yayın organı da aslında bas-bas bağırıyorlar!
"amanın da amanın..stoklarınızı fulleyin..lastikleri zincirleyin..odun-kömür-yakacak-azık-kumanya ne varsa tedarik edin,sıkı sıkı giyinin-yedek eldiven-atkı-bere-kazak-hırka-patik ne varsa gözönünde tutun çünküüüüüüüü.... KAR GELİYOOORR!"
tabii ki efendim pek bir memnuniyet haliyle yapalım hazırlıklarımızı..malum elektrik su yaşam standartlarımızı belirleyen bilumum ihtiyaçlarımızı da evin üzerindeki rüzgar güllerine ve 2000 tonluk su varillerine koyalım da mazallah kesilir mesilir hayattan kopmayalım.. :D
aslının gelememesine gerçekten çok üzüldüm :(
ama yapabilecek bir şey de yok açıkçası..havaların bozulacağı haberi ve o taraflarda başlayan kar yağışı haklı nedenlerle bu tatil programını ertelemeyi gerektiriyor..yolarda perişan olmaktansa gelmemesi elbette daha hayırlı..biz de yazın planladığımız tatilde biraraya geliriz inşallah..yazın sıcağı kışın soğuğundan daha fazla keyf verir..iyi olur :)
dipnot:ben kışı da severim..yazı da severim..ama bahar aylarını daha da çok severim ;)
kitap okuyorum bir yandan..
elimde 2gün önce okumaya başladığım Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı isimli kitabı var..çok çok çok güzel bir kurguyla yazılmış bir kitap..elimden düşmüyor düşemiyor ;)mayıs 2004'te piyasaya çıkmış ve ben ancak okumaya fırsat bulabildim :(
hep böyle oluyor zaten..kitap tadında kitapları nedense 'tam da zamanında' okuyamamanın verdiği sinir bozucu geri kalmışlık durumu var..hepsini bitircem ama..fazlasıyla azimliyim..hele ki buaralar daha baskın azmim :)neyse buakşam
buakşam bitiricem kendilerini inşallah..
ondan önce de Olasılıksız'ı bitirdim ve kitaba hayran kaldım..Adam Fawer iyi bir kurgu yazarı..film seyredercesine heyecanlı ve keyifli ilerliyor olaylar ve elinizden bırakamıyorsunuz..ben çok beğendim tavsiye ederim ;)
dün denizcan'da da bir sürü eni gıcır gıcır kitaplar gördüm içim gitti :D
resimlerini çektim hemencecik ;)
daha sonra 3 ayrı kitap daha gördüm raflarda :) bu "Kayıp Gül"ü çok gördüm ama nedir ne değildir pek bilemiyorum..ama okumak şart tabii ;)
Jonathan Carroll'un Kahkahalar Ülkesi isimli kitabının da kapağını görünce kitabın ismiyle ne kadar da -tutarsız- diye düşündüm çünkü; kapağın hemen dışında size doğru hırlayan bir bulldog köpeğin o sevimsiz yüz ifadesini görüyorsunuz..çok fazla tavsiye edilmiş iyi bir kitaba benziyor..onu da okumak istediklerimin arasına koydum hemen ;)
ve son olarak da isminden acayip etkilendiğim ve 70'li yıllarda yaşayan sevimli minik bir kız çocuğunun kapağını doldurduğu bir kitap var; Ayfer Tunç'un Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek. bunu da okumak isteğiyle dolup taştım bir anda..
ve tabii bunun dışında kendi etki alanımla oluşturduğum kitap listem var..buyrunuz efendim ;
Ece Temelkuran- iç sesleri/ Muz Sesleri
Adam Fawer- Empati
bu 3 kitaba karşı içimde şiddetli bir istek duyuyorum fekat sırası geldiğinde alıcam onları da ..yani şubat ayı içerisinde ;)
epey yazdım gibi :D
şimdilik ufak bir ara vereyim..yine yazarım..
sevgiyle ve hoş muhabbette kalın efendim :)
pamuk tadı*
bu tepsiye bay-yıl-dımmm!!çayımı da tam garçon'un eline bıraktım ki bana sunuyormuş gibi bir imaj olsun ehehe :D
beni yine mini-mini hediyeciklerle karşıladı yawrukuşum ;)
18 Ocak 2010 Pazartesi
cazibe hanım'ın gündüz düşleri*
bunu dinlemek içimi nedense daha huzurlu kılıyor bugün..
17 Ocak 2010 Pazar
ayıp olmaz mı?
dostlarımdan minik ayrıntıları toplamak geldi içimden.. kendimden de bir minik kırmızı kurdela ekleyerek ;) ve güllü yüzüğüme nazarı değen Sevgili Katya'ma da buradan selamlar ve sevgiler ;)
güzel bir pazar gününü de geride bıraktık..epey eğlenceli bir hafta geçirdim..bol gezmeli, bol kahkahalı, bol eğlenceliydi..kendimi uzun zamandır güzel hissediyorum..keyfim de çok şükür tıkırında..şimdi özlediğim bir başka dostuma kavuşma vakti geldi..sevgili Denizcanım'la buluşucaz salı günü..iple çekiyorum yarından hemen sonraki günü..kavuşalım artık..hasret giderme vaktidir ;)
ve O'nu da özledim bugün..hava yağmurluydu, romantik bir aşk filmi seyrettim, dostlarımla şen kahkahalarla dolu birgün geçirdim,ama onu çok özledim..çok özledim..çok özledim..
bazen nedensiz yükselen sesler içimi acıtıyor..gözlerim doluyor..kırılgan hassas kalbim iki siyah taşın arasında sıkışıp kalıyor da ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemez oluyorum..elim-dilim her bir uzvum kilitlenip kalıyor..kıpırdayamaz oluyorum..ve içimi kahrın en siyahı kaplıyor..alıp başımı gidesim geliyor neresi olursa..bilmediğim yerler olsun diyorum..aşina olmadığım yüzler, sesler, mekanlar olsun ..ve ben yalnız başıma kalayım..dilsiz olayım-sağır olayım- kör olayım..ne kimseyle konuşayım, ne kimseyi duyayım, ne kimseye karışayım ne kimse bana karışsın, ne de kimseleri göreyim..krem rengi bir şeffalıkta olsun puslu günlerim..ve ben bu transparan renkte kaybolayım..belki o zamanlar mutlu olabilirim..içim acımaz..üzülmem..kırılmam..mutlu olurum yalnızlığımla vals ederken.. :(
günün şarkısını seçtim..buyrunuz efendim..